Dünya yaralarını sevgiyle iyileştirecek

Abone Ol

Yaşadığımız dünyada ailemizle, akrabalarımızla, çevremizle, farklı illerdeki vatandaşlarımızla, diğer ülke insanlarıyla çok fazla ayrı düşüyoruz. Bu cümleyi açıyorum; siyasi düşünceler, dini inanışlar, ekonomik sebepler, ahlaki-kültürel değerler, eğitim tercihleri, yaşayış tarzları, yeme içme alışkanlığı, hatta spor müsabakaları bile tartışmaya açık..! Konuşuyoruz, bağırıyoruz, dinliyoruz, dinlemiyoruz…

Değişik bir bakış açısı sunuyorum sizlere kıymetli okuyucularım; Kur’an-ı Kerim’de ‘’Âlemlerin Rabbi’’ kâinattaki tüm varlıkları ve sınıfları kapsıyor. Kur’an’ın hayvanlarla ilgili dikkat çekici bir ifadesi hayvanların da ümmet olduklarını söylemesidir. Allah(cc) En’am Suresi’nde ‘’Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, onlar da sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır. Sonra onlar Rablerinin huzuruna toplanacaktır.’’ buyuruyor. Yahudi ve Hristiyan dinlerinin kutsal kitaplarında (Tevrat, Zebur ve İncil) değişik hayvan türlerinin de hatırı sayılır bir şekilde yer aldığı görülmektedir.

Ben bir Aile Danışmanı olarak bu mevcudatın psikolojik etki ve tepkilerini ele almak istiyorum. Görsel, dokunsal ve işitsel anlamda yani somut olarak insanlar, hayvanlar ve bitkiler olarak varlığımızı sürdürüyoruz.

Evlerimizin kapılarını açtığımız, ailemizin ferdi olan evcil hayvanlarımız ya da alerji gibi sağlık sorunlarından ötürü birlikte yaşayamadığımız fakat sevgi ve merhamet beslediğimiz hayvanlar bize o kadar iyilik ediyorlar ki… Gelin birlikte doğrulayalım.

-Onları sevip okşamak stres hormonlarını ve böylece depresyon riskini azaltıyor.

-Stres azalınca bizi hastalıklardan da korumuş oluyor dostlarımız.

-Günlük rutinlerimize katkı sağlıyorlar. Hayatımızı daha düzenli hale getiriyorlar.

-Yalnızlıktan dem vuran insanların ’’Onun bana ihtiyacı var’’ duygusunu diri tutarak ölüm vb. korkularını aşmalarında fayda sağlıyorlar.

-Hayvanlarla iletişim sevgiye ve güvene dayalı olduğundan insanları daha huzurlu hissettiriyorlar.

-Hayvanlarımız ayrılık, boşanma, ölüm gibi yas içeren travmalarımızı sakin atlatmaya yardım ediyorlar çünkü kendimizi boşluğa bırakmamıza sebep oluyorlar.

Michigan Üniversitesi’nden Sara Konrath ile Stony Brook Üniversitesi’nden Stephanie Brown yaptığı çalışmalar sonucunda kendinden başka canlılara şefkat gösterebilen insanların ömürlerinin daha uzun olduğu sonucuna varıyorlar. İnanılmaz değil mi?

Peki gelecek neslimiz, yarınlarımız, umudumuz olan çocuklarımızda nasıl etkiler görüyoruz?

-Hayvanlarımızın bir canlı olduğunu, iyi beslemek ve iyi bakmak gerektiğini anlattığımızda en büyük katkı kuşkusuz sorumluluk bilincinin aşılanmasıdır.

-Tek çocukların evcil hayvanlarının olması, paylaşmayı öğrenmesine fayda sağlar.

-Evcil hayvanıyla sevgi bağını güçlendiren çocuklar hazzı doruklarda hisseder ve özgüveni artar. Hayata daha cesur bir açıyla bakar.

-Hayvanlarla yaşayan çocuklar daha sakin, daha uyumlu, daha ilgili ve daha duyarlı olurlar.

-Hayvan dostlarımız engelli çocuklarımızı topluma kazandırmada etkin rol oynar. Onları sağlığa kavuşturmada mucizevi yardımcılardır.

Tüm bu örnekleri vermemin sebebi şudur kıymetli okurlarım;

Herkes değişime kendi benliğinden başlamalıdır. Ruh ve beden sağlığına iyi geleni keşfetmelidir. Geçerli kaide sevgi, saygı, hoşgörü, güven, merhamet, çalışkanlık, adalet duygularını eksiksiz bünyemize almaktır. Bu erdemlerin dini, dili, rengi, ırkı yoktur. Hepimiz için geçerli ve gereklidir.

Unutmayalım ki; yaşadığımız dünya yaralarını sevgi ile iyileştirecek. Kişiyle başlayan ve kişiyle son bulan kötülükler bittiğinde mutlak barışa erişilecek. Buna vesile olacak tüm sebeplere sırtımızı bir yaslayalım. Hayvan sevgisinin gücüne bir inanalım. Bakalım neler değişecek!