Büyük bir Sovyet gemisi, harpununu ateşlemeye hazır bir şekilde, hemen altında bir balinayı hedef alıyor, hayvanın yarası kanıyor ve kan Pasifik Okyanusu'na karışıyor. Bu görüntü, Greenpeace’in "zihin bombası" kampanyasının başlangıcı oldu ve 1975’te bu fotoğrafı çeken Rex Weyler bu anı anlatıyor.
Rex Weyler, 1970'lerde Kanada'da buluşan Greenpeace'in erken üyelerindendi. O dönem balina avcılığına dair çok az şey biliniyordu ve insanlar bu durumu Moby Dick efsanesindeki gibi küçük teknelerde balina avlayan adamlarla tasvir ediyordu. Ancak 1970'lerde teknoloji gelişmişti; hızlı dizel motorlara sahip büyük gemiler ve patlayıcı harpunlarla balina avcılığı, balinaları dev Goliath figüründen çok kurban haline getirmişti. Greenpeace, bu durumu gözler önüne sermek istedi.
Weyler ve ekibi, 1975 yılında küçük botlarla balina avcılarını engellemeyi ve harpunla balina arasına girmeyi hedefledi. Bu kampanyanın amacı medya yoluyla bu durumu küresel bir habere dönüştürmekti. Balina avcılarını Kaliforniya açıklarında bulduklarında, karşılaşma anını fotoğraflamaya çalıştılar. Bu kampanya için geliştirdikleri "zihin bombası" konsepti, medya aracılığıyla fikirleri yayma amacı taşıyan bir yaklaşımdı.
Greenpeace'in bu kampanyası, 1982 yılında Uluslararası Balina Komisyonu tarafından ticari balina avcılığına yönelik bir moratoryum uygulanmasına ve 1985'te bu avcılığın yasaklanmasına öncülük etti. Bu sayede, bazı büyük balina türleri, özellikle kambur balinalar, endüstriyel avcılık öncesi nüfuslarının %93'üne kadar iyileşme kaydetti.
Ancak, İzlanda, Norveç ve Japonya gibi bazı ülkelerde ticari balina avcılığı hâlâ devam ediyor. Yine de Greenpeace’in eylemleri, halkı harekete geçirdi ve 1982'de bu yasağın uygulanmasında büyük rol oynadı. Weyler, "Değişim, toplumun bunu talep etmesiyle gelir" diyor ve Greenpeace’in balinaları koruma mücadelesinin, bugün sahip olduğumuz küresel çevre hareketine ilham verdiğini vurguluyor.