Dün Abdülhamid Han, ya bugün…

Abone Ol

Abdülhamid’i anlamak bugünü anlamaktır…

Abdülhamid’in dönemini anlamak bugün yaşanan her şeyi iyi okumaktır…

Otuz üç yıl boyunca cihan devletinin hükümdarlığını yapan Abdülhamid’in dönemini doğru bir merkezden öğrenirsek bugünün yaşanan bütün sıkıntılarının asla öylesine olmadığını anlarız…

Cihan devletinin en zor dönemlerinde vatanının başında kahraman gibi duran bu mümbit adamı bazen en kıymetli gördüklerimiz bile bir dönem iyi anlayamamış…

Karşısında olmuş muhalefet etmiş sonrasında ise uzun uzun şiirler yazarak pişmanlıklarını dile getirmişlerdir…

Ancak onların son büyük pişmanlıkları koca bir cihan devletinin yıkılmasına mani olamamış altı yüz yıllık şanlı tarihimizi silip atmak isteyenlerin ekmeklerine yağ sürmüşlerdir…

Koskoca cihan padişahını halledenlerin arasında kendi milletinden başka herkes vardır ve koca bir padişah karanlık devletlerin içerideki elleri ile yıkılmıştır…

Bir millet düşünün kendi padişahını kendi iradesini kendi değiştirmiyor ama bunu fark da etmiyordu…

Abdülhamid’i tahttan indirenler mutlu ama Osmanlı milleti yaralı günlerin habercisi olan sıkıntılı süreçlerin yaşayanı olacaktı ve oldu…

Filistin’i isteyen zalim mebus intikamını almanın mutluluğu içindeyken Abdülhamid karanlık bir dönemin hüznü içindeydi…

Yani milletin liderini halleden milletin kendi değil karanlık devletlerdi…

Ve tarih maalesef süreçleri iyi okuyamayanlar yüzünden sürekli tekerrür ediyordu…

Bugün de dün yapılanların aynısını yapmak, kirli planları uygulamak istiyorlar…

Milletin iradesine meydan okuyup egemenlerin dediği olsun diye yol yapıyorlar…

Kıyıların zengin gettoları kendi özüne dönen diri bir millet olmamızdan rahatsızlık duyuyor…

Sahillerin lüksü içinde yaşayan devletin ganimeti ile zenginleşen kibir kulelerinde gününü gün edenler hortumları kesilince devletine kin duyuyor sömürdüğü eski düzeni özlüyor…

Sırrını dayayıp emir verdiği dönemlerin idarecilerini istiyor…

Devlet ile milletin bütünlüğünü hazmedemiyorlar…

Kuklaların başındaki kanlı adamların iştahını kabartan bu şanlı milletin gün görmemesini istiyorlar…

Diri duran tarihine dönen milletten rahatsız oluyorlar…

Gelişen ve büyüyen bir Türkiye’nin değil, bölgeye, dünya insanlığına umut olma ihtimalinden bile ürküyor korkuyorlar…

Ancak dünya sancılı bir doğuma gebe…

İnsanlık bir çıkış kapısına doğru hızla koşuyor…

İstemeseler dahi dünya yeni bir düzene muhtaç ve ya iyiler öncülük eder yeni bir rahmet düzeni kurulur…

Ya da kötüler galebe çalar dünya daha da karanlıkta kalır…

Bu millete düşen son kalen olan cihan devletine sahip çıkmak…

Devletinin başını aynı Abdülhamid han gibi indirmek isteyenlere karşı dik ve onurlu durmaktır…

Bizden çok liderler aldılar…

Bizden çok kurban aldılar…

Bu millete çok bedel ödettiler…

Artık bitti, çekilen mukaddes çilelerin karşılığı olarak milletin iradesi galip geldi…

Lakin rehavete kapılmak yok, ihmal etmek yok…

Düşmanların asla uyumadığı bir çağda sana artık tehlike geçti rahat ol rahatlığı yok…

Unutma ki hakla batıl mücadelesi kıyamete kadar sürecek…

Vatan vatanını parmak uçları ile tutanların değil ruhu ve kalbi ile tutanların omuzlarında vatan olur…

Ve vatan sen sıkı tuttukça korunaklı olur…