Bir dumandan öte değil gördüğüm
Masal gibi şehirlerin cehennemi
Meyve bahçeleri
Dağlarda kızaran
Gün entarisi değil
Dumanın arkasında
Oyun başlamadan yenilmiş
Morarmış şişmiş küçücük bedenlere
Dalga dalga
Hıçkıra hıçkıra
Çıldıran bir deniz vardı
Hepsi dumanla kayboldu
Kadınlar kaldı geriye
Kırılmış cam parçaları gibi
Parlak can yakıcı
Mübarek gözleriyle
Ağlarken bile
Öfke öfke büyüyen
Parçalanmış çocuklarına
Sarılan kadınlar
Bir de kimsenin bilmediği
Kahramanlık hikayeleri
Gürültülerden sonra duyduk
Ölümün ve ayrılığın
Can tanelerinin
Siren seslerine
Karışmış
Hayata isyan ederken
Rabbine şükrü unutmayan
Feryatlarını
Duyduk ama görmedik
Her yeri sinsice kaplayan
Altında adam
Altında kadın
Altında çocuk
Şah damarını kestiler
Altında Ortadoğu’nun
Hiç bu kadar kırmızı olmadı
Böyle akmadı oluk oluk kan
Önce gözlerimize
Sonra vicdanımıza çöktü
duman