Fenerbahçe sezon başından beridir süregelen hücum zayıflığını Mersin İdmanyurdu maçıyla birlikte yavaş yavaş kırmaya başladı diyebiliriz. Her ne kadar Pereira hücum olarak takımından memnun olduğunu söylese de bunu seyirciye yansıtmakta ciddi problemler yaşamıştı. Aslında bu eleştiriler onu fazlaca rahatsız etmiş olmalı ki iki ön liberosunu da oyuna aktif bir biçimde dahil etti. Önceki maçlarda “8 numara” pozisyonunda oynattığını iddia ettiği Josef’i bu maç gerçekten bahsettiği rolde gördük. Sezonun geride kalan maçlarında Josef, Mehmet Topal ile bitişik, tipik ön libero pozisyonunda oynuyordu ve bu durum Diego’nun hücumda yalnız kalmasına ve ayağına gelen topları “cömertçe” ezmesine neden oluyordu.
Maça dönecek olursak; akıllı bir şekilde Josef, Topal ve Diego üçlüsünü oyuna dahil eden Pereira açık alanlar bularak iyi oyunun zeminini sağladı. Bu açık alanları, Topal gibi hücuma yönelik orta saha oyuncusuyla bile driplingler ile Mersin ceza sahasına girerek, hatta asist yaparak net biçimde kullandı. Ayrıca kanatlarda Alper ve Nani’nin hareketli oyunu Fenerbahçe’nin oyunda süreklilik sağlamasında etkin rol oynadı. Zaten önceki maçlara oranla üçüncü bölgede fazlaca topla buluştular. Aynı zamanda bu bölgede yaptıkları hücum presle rakibin çıkmasını engellediler.
Zaten Fenerbahçe takımı genel olarak takım savunmasında problem yaşamıyor. Yediği gollerin tamamına yakını bireysel hatalara dayalı. Defansın solunda, Caner’in sakatlığında bu bölgede görev yapan Hasan Ali’ye ayrı parantez açacak olursak; savunma yönü kuvvetli olmasının yanında Fenerbahçe’ye geldikten sonra kendini geliştirerek hücum yönünü geliştirdi ve süreklilik yakaladı. Pereira’nın ona güvenmesinin temelinde hırslı kimliği yatıyor. Kanadında bulunan oyuncularla da uyumlu görüntü sergilemesi antrenörünün elini güçlendiriyor.
Son olarak maçın son yarım saatinde oyuna dahil olan Ozan, Volkan Şen ve Fernandao kuşkusuz Pereira’nın diğer kozları konumunda. Volkanın birebirdeki etkinliği ve defansın arkasına yaptığı koşularla rakibi yıpratması, Fernandao’nun ilerideki top hakimiyeti, Ozan’ın milli takım performansı ve ileride oynama isteği Fenerbahçe’yi hücum bölgesinde zengin kılıyor. Her ne kadar bu üç oyuncu için saydıklarım Mersin maçına “skor” olarak yansımasa da girdikleri pozisyonlar ve tempoyu arttırmaları pozitif bağlamda Pereira’nın kafasını karıştırıyor.
Sonuç olarak Fenerbahçe elindeki kozları, zayıf Mersin takımına karşı iyi değerlendirdi. Mersin maçındaki oyun Molde karşılaşması için ölçü olmasa da gelecek açısından olumlu sinyaller verdi. Fenerbahçe bu karşılaşma ile sezonun en rahat galibiyetini elde etti.