Zihnimizdeki arayışlarımız, bakışımızla birlikte bütün bedenimizi o aradığımız şeyin yönüne döndürür. Soru zihni çalıştırır, aratır, buluncaya kadar uğraştırır. Bugünkü bütün çıkmazlarımız, “Rabbimiz (cc) ne yaparsak razı olur?” sorusunun gündemimizde olmayışından ya da bunun gereği olan bilgilenme ve bunun Peygamber efendimizin (sas) metoduna usulüne uygun olması için çaba sarf etmeyişimizden diye düşünüyorum.
Arayışlarımız, ihtiyacımızın büyüklüğünde güçlü ve sürekli olur. Tek ve en büyük ihtiyacımız, Rabbimizin (cc) bizden razı olacağı bir anlam bütünlüğü içinde kendimizi ilmi derinlik ve ihlâs çerçevesi içinde, kendimize ve dünyaya kuş bakışı bakarak asıl maksadı odağımızda tutarak yaşamak olmalı. Bunun için, ahlâk edinmek derdi ile bilgilenmek, bunun arayışı içinde olmak, doğru örneklere yakın olmak ve zararlı ortamlardan, ilişkilerden uzak durmak, alınabilecek tedbirlerden bir kaçıdır.
Dualarımızın gücü bütün hücrelerimizi sarsarcasına etkiler, bize yeni yeni nice ufuklar açar. Bizim derdimiz ne? Dualarımız derdimizin dermanı için Rabbimize (cc) el açmak, yüzümüzü, gönlümüzü dönmek ve imkânlarımızı Allah’ın (cc) istediği yolda olabilmek için seferber edebilmek, hayatımızın merkezindeki gündemimiz olmalı. Yani hep olabilmenin yolunda olabilmek. Sürecin iyiliği, sonucun Rabbimize (cc) ait kısmından bağımsız olarak bizim iyiliğimiz demektir.
Oturduğumuz yerden bilgi tüketiriz, şartlar değiştikçe bizde değişiriz. Oysa devinim esastır, bereket ve selâm sebebidir. Kim ki bilgilenmeden bekler, hayal içindedir. Kim ki çaba sarf etmeden bekler, karşısına çıkacak olan sadece ekmediği için otlarla dolu boş bir tarladır. Kim ki kendisini değiştirmeden sadece şikâyet eder, yalnızlığını çabuklaştırır. Kim ki sevmeden sevilmeyi bekler, onarılmadan ve yol yapılmadan bir gönül evine gidilemeyeceğini zamanla öğrenir. Kim ki okumaz, konuşması bile körelir. Kim ki dinlemez, anlayışı kıtlaşır. Kim ki değer vermez, kendi değerini tüketir. Kim ki insanları beğenmez, kendisini beğenmediğinin yansımasıdır. Kim ki Allah’ı (cc) memnun etmenin derdinden başka bir dert edinir, o dert onun hayatını karartan bir derde dönüşür. Kim ki ellerini açtığı Rahman’dan (cc) ümidini keser, hayatının bereketi kesilir. Kim ki bilgilenmeyi sürdürmeden hayatını sürdürür, düşüp kalkmaktan etrafı yara bere içinde kalır. Kim ki ahlak edinmek ve iyileşmek derdiyle okumaz, yüzeysel bir hayatı bereketsizce yaşar. Kim ki sadece kendisini Allah’a (cc) göre yaşamak için eğitmek, düzeltmek için düşünür, dinler, anlar ve bir şeyleri kesintisiz yapma çabası içine girer, o kişi Allah’ın (c.c) rahmetini, bereketini ve lütuflarını üzerine çeker.
Allah (cc) sadece Kendisi için çaba sarf edenlerle hep hasbihal içindedir ve o kullar yeryüzünün kandilleri gibidir.