Az önce bilgisayarımın haber akışında önüme düştü ve bir kere daha üzüldüm.
Ülkem adına muhalefetin kalibre ve seviyesinin istenilen düzeyde olmaması cidden hayal kırıklığı oluşturuyor.
Haberde CHP’nin yeni genel başkanı halka hitabında manşetlere çıkan vaadini açıklıyordu: “Bizim iktidarımızda 1 litre rakı 140 TL olacak.”
Geleceğe dair en büyük hayalleri işte bu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eser ve hizmet odaklı siyaset pratiği bir tarafa, heykel ve alkol dünyasında ufku tükenmiş cenah bir tarafa.
Haberlere göz gezdirmeye devam ediyorum.
İkinci haberde, ülkenin savunma sanayisine ruh katan, çağ atlatan ve yeni nesillere teknolojiyi sevdiren Selçuk Bayraktar’ın “Çin’den sonra ABD’ye bağımlı olmayan tek ülke Türkiye olacak” ifadesi gündeme geliyordu.
Bayraktar ve ekibi, ülkemizi, SİHA teknolojisinde dünyaca ünlü bir marka hâline getirdi ve son zamanlarda uydu teknolojisi üzerine çalışmalar yaptıklarını biliyoruz. Bu alanda çok iddialı atılımlar olacak. Ekip, ülkemizin tam bağımsızlığı ve egemenliği adına kafa yoruyor ve adanmışlıkla yol yürüyor.
NÜKLEER SANTRALDE İLK REAKTÖR 2025’TE DEVREYE GİRİYOR
Ülkemiz için hayal olan konular şimdilerde tek tek hayata geçiyor.
Çelik Kubbe’den Mavi Vatan’a, insansız uçaktan yerli otomobile kadar pek çok başlık ülkemizin normali oldu.
Nükleer güç santrali yapımı ise yine enerji üretimi için devasa projelerden biri oldu.
Türkiye’ye santral yapımı için engel olan yabancıların ülkesine baktığımızda bir ülkede 50 veya 60 nükleer santral görebiliyorduk.
Türkiye yapmaya kalktığında ise “olmaz” diyorlardı.
Bu tabu da yıkıldı, engeller aşıldı.
Ve Türkiye’nin ilk nükleer güç santralinde çalışmalar sürüyor.
Dünyanın en büyük nükleer santral şantiyesi olan Akkuyu’da, dört reaktörün inşası aynı anda devam ediyor.
Şantiyede 30 binin üzerinde çalışan var.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıklamalarını bizzat kendisinden dinledim. Bakan Bey, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde gelecek yıl ilk reaktörün, 2028'e kadar da diğer reaktörlerin devreye alınmasını hedeflediklerini söyledi.
Sayın Bayraktar’ın verdiği önemli bilgilerden biri de santral tümüyle devreye girdiğinde Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu sadece buradan karşılayacak olması.
Santralin inşası tamamlandığında Türkiye'nin 70 yıllık rüyası gerçekleşmiş olacak.
KARADENİZ GAZI HANELERDE KULLANILIYOR
Son olarak Türkiye’ye çağ atlatan doğal gaz-petrol arama ve çıkarma faaliyetlerine dair son bilgileri yazmak istiyorum.
Dünyada bir elin beş parmağını geçmeyen sayıdaki gaz arama ve çıkarma deniz filolarından birine sahip Türkiye.
Aşağıdaki harita, Karadeniz Bölgesi’ndeki faaliyetlerimizi yansıtıyor.
Akdeniz’deki faaliyet alanlarımız ise aşağıdaki haritada nokta işaretiyle gösterilmiş.
Türkiye 2016’dan bu yana doğal gaz arama faaliyeti yürütüyor.
İlk arama alanı Akdeniz’di. Dokuz derin deniz sondajı yapıldı.
Aynı zamanda Karadeniz’de de süreç devam etti.
İlk büyük kazanımımız 2020’de Karadeniz’den geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müjdeyi "Türkiye, tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz, 20 Temmuz 2020 tarihinde başladığı Tuna-1 kuyusundaki sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetmiş durumda." sözleriyle paylaştı.
Karadeniz’deki doğal gaz keşfi üç yıl içinde borulara alındı, taşınarak ülke sistemine girdi ve kullanılıyor.
Bugün itibarıyla bu sahada altı milyon metreküp günlük üretim yapılmakta.
Bu üretim miktarı, 20 milyon hanenin yüzde 13’ünün şu anda kendi gazımızı kullandığı anlamına geliyor.
2026 yılının sonunda 20 milyon metreküp günlük üretime geçme hedefi var. Bu miktar Türkiye’nin İran’dan aldığı toplam gaz miktarına tekabül ediyor.
Aşağıdaki haritada ülke genelindeki genel boru hatlarını görmektesiniz.
Türkiye inşa ettiği petrol ve doğal gaz boru hatlarıyla bölgesel ve küresel bir enerji merkezi olma yolunda ilerliyor.
Hani diyorlardı ya “Gazı buldunuz da ne oldu?”.
İşte buyurunuz… Gaz arandı, bulundu, çıkarıldı ve kullanılıyor.
Ülkemize hayırlı olsun.