Son zamanlarda toplumda ve medyada daha sık duymaya başladığımız kelimelerden biri olan disleksi, beyin ve sinir sistemi ile ilgili bir sağlık problemidir. Kelime olarak Yunanca (dys-lexia) iki kelimeden köken alan disleksi, genel olarak kelimelerle ilgili güçlük, özel anlam olarak da okuma-yazma ve konuşmada güçlük anlamına gelmektedir. Toplumda genel olarak öğrenme güçlüğü olarak da bilinmektedir.
Disleksinin temelinde, beynin bilgileri işleme süreciyle ilgili problemler olduğu belirtilmektedir. Bu bir hastalık değildir, fakat genetik temeli olduğu düşünülen nörolojik, yani beyin ve sinir sistemiyle ilgili bir durum olarak tanımlanmaktadır. Okul çağından önce de bazı belirtiler verse de, çocuklarda genellikle okuma, yazma ve öğrenmenin başladığı okul çağı ile birlikte belirtiler daha fazla ortaya çıkmaktadır. Okul çağı çocuklarında % -10 arasında görülme sıklığı olduğu bilinmektedir.
Oluşum nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, dislekside temel sebebin, anne karnındaki bebekte (annenin yetersiz ve yanlış beslenmesi, hamilelikte ilaç kullanımı ve enfeksiyon vb. etkisiyle) beyin oluşumu sırasında sinir hücrelerinin yönlenmeleri ve yerleşimleriyle ilgili bazı bozukluklardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Disleksi hakkında çok yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Özel eğitim modellerinin yanısıra, beslenmede yapılan önemli düzenlemelerin de belirtileri hafiflettiği ve iyileşmeyi hızlandırdığı araştırmalarla gösterilmektedir. Okuma, yazma, öğrenme vb. aktiviteler beyinde sinir hücrelerinin hem sağlıklı olması, hem de sinirsel uyarıları en iyi şekilde iletmeleriyle çok yakından ilişkilidir. Özellikle sinir iletiminde hücre zarının sağlıklı yapıda olması çok, ama çok önemlidir. Beslenmede sağlıklı yağların olması, vücutta hem inflamasyonu yani iltihaplanmayı azaltıcı etki yaparken, hem de bütün hücrelerdeki zar yapısını güçlendirmektedir. Bu konuyla ilgili yapılan araştırmalarda fast-food tarzı, aşırı şeker ve aşırı yağlı, katkı maddeli rafine gıdalarla beslenmenin de beyinde öğrenme ve algılama ile ilgili mekanizmaları zayıflattığı, sinirsel iletimi bozduğu, hafızayı zayıflattığı ve beyin hücrelerinde iltihaplanmayı arttırdığı gösterilmiştir.
Dislektik çocuklarda beslenmenin detaylı ve hassas bir şekilde düzenlenmesi çok önemlidir. Bu konuda yapılan klinik çalışmalar, beslenmedeki düzenlemelerin, hem sağlıklı beyin gelişimini desteklediğini, hem de okuma, anlama, öğrenme, dikkat ve hafıza ile ilgili şikâyetlerde hızlı ve ciddi bir iyileşme sağladığını göstermektedir. Bu çalışmalar, doğru beslenmenin hastalıkların hem önlenmesinde, hem de tedavi sürecinde ne derece önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Yazarın web adresi: www.emineakin.com