Geçtiğimiz şubat ayında, “Bu tipler için 'Allah' demek, bilime hakarettir!” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Söz konusu yazıda, “Din” ile “Bilim” arasında herhangi bir çatışmanın, söz konusu dahi olamayacağını belirtmiştim. Yine aynı yazının başlığından da anlaşılacağı gibi, kendine “Bilim adamı” veya “Bilim insanı” diyen bazı tiplerin “Allah” demekten imtina ettiğini anlatmıştım.
"'Her ne bilmek seni Allah’a götürüyorsa, o ilimdir.' düsturunun hilafına; 'Her ne bilmek seni Allah’tan uzaklaştırıyorsa, o bilimdir.' tezini (!) savunurlar." şeklinde bir sözümüz de olmuştu.
İşte o yazımda bahsettiğim bilim adamlarından biri, birkaç gün önce savcılık tarafından “ifadeye” çağrıldı. İfadeye çağrılma sebebi de, dinî bir mesele hakkında sarf ettiği sözlerdi. O sözleri burada aktarmak istemem; ama o bilim adamı, cumhuriyet savcısına ifade verdiği sırada şöyle bir söz ediyor: “Maalesef bir cumhuriyet savcısı da, 21. yüzyılda bilimi reddederek; dinsel masalları değerlerin temeli yapan bir görüş için beni şüpheli ilan etmiştir.”
Adam, ifade verirken bile toplumun büyük bir çoğunluğunun inancına “masal” diyerek aşağılıyor ve birileri de çıkıp, o kişiyi savunmaya devam ediyor. Fatih Altaylı desteklemek için adliyeye gidiyor, Enver Aysever, televizyon kanalından feveran ediyor.
HALİL KONAKÇI’NIN DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ YOK MU?
Bundan birkaç hafta önce Ankara Melike Hatun Camii İmam Hatibi Halil Konakçı bir sohbetinde, kadınların sokaklarda açık-saçık gezmeleriyle ilgili birkaç kelam etti diye topa tutanlara Enver Aysever ve Fatih Altaylı ne kadar karşı çıkmıştı? Ya da Halil Konakçı için, “özgür düşüncesini söyledi” deyip de destek mi verdiler?
Oysaki; Hak Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de “‘Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların (hürriyet ve iffet sahibi olarak) tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir.’ (Ahzâb, 33/59).” buyuruyor. Açıkça ayetle sabit olan bir hükmü hatırlattı diye, Halil Konakçı hocaya ağza alınmadık hakaretler edilmişti. O hakaretler edilirken, neredeydi bu “özgürlük” savunucuları?..
İşin ucunda bir ateist varken “hak, hukuk, adalet, özgürlük” deyip “bilim adamı” sıfatını ön plana çıkaranlar, işi “dini anlatmak” olan birinin dinî hükümlerle ilgili yaptığı yorumu niye “hak, hukuk, adalet, özgürlük” kavramlarıyla savunmaz.
Allah size kitabında şu hükmü indirmiştir: “Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini veya bunlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, bunu yapanlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber kesinlikle oturmayın. Yoksa siz de tıpkı onlar gibi olursunuz.” Şüphesiz Allah, münafıkları da kâfirleri de hep birlikte cehennemde toplayacaktır. (Nisâ / 140).
Son söz olarak şunları ifade etmek isterim: “dini yok sayıp, dindarı aşağılayarak, muasır medeniyetler seviyesine ulaşacağını” sanan densizlere sahip çıkmanın adını “Özgürlük” koymuşlar.
Selam ve dua ile...
Fiemanillah