Dijital Bağımlılıklar!

Abone Ol

Son dönemlerde hepimizin en çok korktuğu şey: Dijital Bağımlılıklar olsa gerek.

Fakat bu konuda çok fazla telaşlanmaya gerek yok.

Biz dalgalanmadan durulmayı, azalmadan çoğalmayı, kaybetmeden değer bilmeyi, hastalanmadan sağlığı, kaybetmeden ise kazancın değerini anlayamıyoruz. İnsan var ise belirli şeyler ancak yaşanarak anlaşılıyor.

Öncelikle dijital bağımlılığı tarif etmeden önce aslında bağımlılığın ne olduğunu izah etmemiz gerekiyor. Bağımlı olmak demek; meşgul olmak demektir. İnsan en çok ne ile uğraşıyorsa ona bağlanıyor ve bağımlılık kazanıyor. İlginç olan ise bu durumun farkına varamadığı gibi aynı zamanda bunu da bilinçsizce yapıyor olmasıdır.

Artık günümüzde; annemizden, babamızdan, kardeşimizden, eşimizden, dostumuzdan daha çok akıllı telefonlarla zaman geçiriyoruz. Meseleyi o kadar abarttık ki, dirsek mesafesinden uzakta yaşayamaz hale geldik. Sabahları onunla uyanıyor geceleri onunla uyuyor, en mahrem alanlarımızda bile onu yanımızdan eksik edemiyoruz. Yani akıllı telefonlarımızla, dijital bir aşk yaşıyoruz.

Biz bu sevgiliyle aramıza mesafe mi koyacağız, ya da onun faydaları vezararları arasındanaklımıza uygundoğru tercihleri yaparak, insanın gelişiminefayda sağlayacak kaliteli bir ürün haline mi getireceğiz? Bu alan tamamen bizimtercihlerimiz neticesinde oluşacak ve şekillenecek.

Bugünlerde genel olarak dijital sevgililerimiz (akıllı telefonlar) ile yaptığımız uğraşlar çok faydalı şeyler olmadığı yapılan araştırmalar neticesinde gözüküyor. Dünyada en çok sosyal medya sitelerini kullanan ve internetten boş zaman geçiren ülkelerden birisiyiz. Teknolojiyi kötü olarak kullanıyoruz. Bu kötü kullanıp bir süre sonrada çocuk ve gençlerde ciddi bağımlılıklar, ailede yalnızlıklar, dijital rahatsızlıklar, depresyon vb. gibi çok sayıda rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.  Bu taraftan baktığımızda gerçekten bize verdiği zararların boyutları ölçülemeyecek seviyelere ulaştı. Ancak farklı bir açıdan bakmak gerekirse,bir şeylerin zararı ancak yaşanarak anlaşılıyor.

Emniyet kemeri takmayı kaza yaptıktan sonra idrak etme, kalp krizi geçirince sigarayı bırakma, yaşam kalitesi bozulduğunda sağlığın değerini anlama, sosyal mecralardan dolayı yalnızlaşıp bir başına kaldığında dostluğun ve arkadaşların değerini anlama gibi süreçler ancak yaşanarak fark edilebiliyor. İnsanda tosladığında uykusundan uyanıyor. Ters gidişin farkına varıyor. İşte bu toslama dediğimiz duygu, kişiyi derinden sarsan ve farkındalığını / idrak etmesini açan önemli bir durumdur.

Bağımlı olan birey kontrolünü yitirmiş kişidir. Aklı fikri sürekli internettedir. Orada geçirdiği vakit aynı karın doyurmaya benzeyen bir doyum süreci oluşturmaya başlar. Belirli sürelerde her 20 dakikada kişide bir atak oluşur, o dakika dolunca eli istemsizce telefonuna giderek sürekli baştan aşağı tüm mecraları dolaşma sürecini yineler. Bir tür otomatik robotlaşma sürecidir. Geçirdiği vakit günlük 6 saatlerin üzerine çıktıktan sonra bile farkına varması zor olabilir. Ara sıra bir şeylerin ters gittiğini düşünse de bunu kontrol edemez. Eş dost, aile, çocuklarına yeterince vakti ayıramaz bir duruma gelir.  İşleri aksar, düzensiz, nizamını yitirmiş bir şekle dönüşür. Ve nihayetinde daha da çok stresi artar ve bu onu daha çok bağımlı olmaya iter.

Nihayetinde bozulan bir psikolojik yapı ortaya çıkar.

Hayatımızın kalitesi düşmeden, çevremizdeki asıl güzelliklerin kıymeti anlaşılamaz. Bundan dolayı dijital bağımlılıklar bir yönden de bizim için birer fazilet olabilir. Bozulan psikolojimiz, yalnızlaşan halimiz bir süre sonra bizleri ikaz etmeye ve bir şeylerin ters gittiğini anlatmaya ve değişim yapma gerekliliğini anlamamızı sağlamaya fırsat verecektir.

Bir süre sonra insan yapamadığı ve elinden kaçan şeyleri fark ediyor, daha çok vaktini değerli olan şeylere harcayacak yeni planlar yapmaya başlıyor. Doğaya çıkıyor, spora başlıyor, günlük telefon kullanımını sınırlandırıyor, annesinin babasının yüzüne bakmayı hatırlıyor, akrabalarını ziyaret ediyor. Kitap okumaya tekrar yöneliyor ve iç huzurun aslında nerelerde olduğunu idrak ediyor.

Özetlemek gerekirse; hayatı yeniden keşfediyor insan.

Birileri şunu diyebilir “ İlla bir şeyleri anlamak için bağımlı olmak mı gerekiyor diye ?”

Muhakkak gerek yok.

Ancak işte günümüz dünyasında maalesef bazı insanlar için bu gerekiyor. Önceleri kaybedip sonraları kazanmak için bu durum onlar için yaşanabilir olacaktır.

Ama onlarda sonunda mutlaka “ mutlak” doğruya erişeceklerdir.

Saygılarımla,