Bir insanı kandırmak o insanın hayatındaki herkesi kandırmak gibidir.
Kelebek etkisi gibi yayılıp gider kandırmanın vereceği zarar.
Yalan söylerken bu duruma dikkat etmek gerekir.
Kandırılan insan evdeki eşine, çocuğuna, iş yerindeki iş arkadaşlarına, sosyal çevresindeki eşe dosta kadar herkese zarar verebilir.
Ya surat asarak zarar verir ya uğradığı hayal kırıklığından ötürü başka türlü zarar verir.
Bu yalanın küçük hali.
Bir de toplumu ilgilendiren yalanlar var.
Açın sosyal medyayı her Allah’ın günü büyük bir yalan atılıyor ortaya.
Bilinçli bir şekilde insanlar kandırılıyor.
Toplumda maalesef kandırılmaya müsait her türden insan var.
Bu müsaitlik yalan söyleyenin işini de kolaylaştırıyor.
Yalan haberlerden muzdarip insanlar bile yalan haberleri araştırmadan paylaşabiliyor.
Böyle tuhaf şeylerle karşılaşıyoruz ve bu gidişat oldukça kötü boyutlara evrilmekte.
Geri planda çalışan sinsi bir el var.
Düzmece haber yapılmasını, yapılan haberlerin hangi platformlarda yayılacağını, hedef kitlenin kimler olacağını belirliyor bu gizli el.
Etkileşimi fazla olan ve basın özgürlüğü koruması altında olan birilerine haber servis ediliyor, o da “önünü arkasını araştırma!” emrini aldığından, karakteri de buna müsait olduğundan hemen yalan haberi servis ediyor.
Kendi kitlesi zaten ağzının suyunu akıtarak o yalanı beklediğinden balıklama atlıyor yalanın üzerine.
Asıl hedef kitle onların rakibi olanlar.
Rakipleri de haberin önünü ardını araştırmadan elinde ne kadar imkân varsa hepsini kullanarak kâh iyi niyetle kâh ferasetsiz bir şekilde haberi yayıyor.
İyi niyetliler düzmece haberi gruplarda soruyor, bu haber doğru mu? diye…
''O soruyu devasa gruplarda paylaşmadan da cevabını öğrenebilirsin.'' diyemiyorsun, olan oluyor.
Devletimiz de tüm bunları görünce ''Dezenformasyonla mücadele yasasını'' çıkardı.
Yasalarımız uygulansa da insanlarımız yalanlara maruz kalmasa.
Böcekle, yazın her yeri böcekler istila edince değil…
Daha yumurtlama döneminde mücadele edilir, bilenler öyle söylüyor.
Mücadelemiz millet devlet el ele sürse de yalancıların hevesleri kursağında kalsa…
Devletimizden beklentimiz budur…