Memleket büyük bir badire atlattı. Atlattı diyorum zira zorbalık bu kahraman milletin cesaretiyle def edildi. Bir taraftan meydanlar, alanlar her dem dolup taşarken bir yandan da büyük temizlik başlatıldı devlet eliyle. Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanmasının kalan adamları da tasviye ediliyor tek tek. Tepeden başladı görevden almalar ve tabana doğru yayılacak.
Şimdi bazı dillerde ‘tahminen yüz bin belki daha fazla kamu görevlisi işten edilince devletin işleri nasıl yürüyecek’ diye kaygı cümleleri var. Bu suali yöneltenlerin niyetini sorgulamak, onları mahkûm etmek istemiyorum bu sebepten iyimser bir yaklaşımla şu cevabı vermek daha doğru olur: Türkiye sahip olduğu devlet mekanizması öyle basit değil. Binlerce yıllık bir devlet tecrübesi var. Evet muhtelif dönemlerde devlet kademesine istihdam noktasında, kritik yerlere oturtma noktasında eksiklikler, hatalar yapılmış olabilir ancak geride kalan, bu örgütün varlığından dolayı kamuda görev alamamış nice nitelikli insanı, genci var bu memleketin. Yargıdan, akademiye kadar her alanda.
KURŞUN SIKILANLARIN ÇOCUKLARI HARP OKULLARINA ALINMALI
Türkiye, 15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece bir destan yazdı. Orada binlerce insan kurşunlara siper oldu. Yanı başımızda insan yaralandı arkadaşlarımız şehit oldu. Peki kimdi ‘sıkın’ emrini verenler? Mazbut Anadolu çocukları mıydı? Hayır! Asla! Bunlar katı ideolojik bir askeri yapının tornasından geçen, bu topraklara yabancılaştırılmış insanlardı. İşlerini kaybetmeyi ölüm sayan ve bulundukları ağır kemalist yapı içinde tabii olarak kamufle olan bu caniler halkına silah doğrultmakta beis görmedi.
İşte şimdi harp okullarına alınması gereken insanları konuşmanın zamanı geldi. O gece orada askerin namlusuna karşı duran kimlerse, cengâverce meydanlara atılan kimlerse, ev halkını Kur’an’a emanet edip çağrı beklemeksizin alanlara koşan kimlerse onların çocukları harp okullarına alınmalıdır artık. İmam-Hatip Okullarından harp okullarına girişi yasaklayan kanuni düzenleme her neyse derhal lağvedilmeli ve yeni bir düzenlemeyle İmam-Hatipliler harp okullarına girmelidir. Milli ve manevi değerlerle mücehhez çocukların, gençlerin önü açılmalıdır.
BU KATİLLER ÖLMELİ
Hukuktan anlamam. Geçmişe dönük bir yasanın çıkarılamayacağı, bunun evrensel bir ilke olduğuna dair görüş serdedenlerin dedikleri de umurumda değil. Askeri hukuk içinde mi yapılır bilmem. AB ne der diye düşünmem, düşünemem. İki gün sonra bu iş bize döner, devran değişir idam bize de uygulanır diye çekinmem. Sembolik de olsa, darbeye kakışanlardan 10’u, 30’u, 50’si mi neyse muhakkak surette ölüm cezasına çaptırılmalıdır. Ölüm cezası gelmezse şayet daha önce çeşitli coğrafyalarda şahit olduğumuz yeni kalkışmalar hep gündemimizde kalır. Vesselam..