Ders: Siyasete Giriş, Konu: Dış Güçler

Abone Ol

Ders: Siyasete Giriş, Konu: Dış Güçler 

ABD’nin 15 Temmuz darbe girişimindeki rolünü artık kundaktaki çocuk biliyor ama muhalefetin işine gelmediği için onlara göre yine ‘dış güç’ diye bir şey yoktu.

Joe Biden’in aralık ayında New York Times’in hazırladığı The Weekly programında bir soruya verdiği cevaplar, gündeme bomba gibi düştü.

Aradan 7 ay geçmesine rağmen sosyal medyada haber paylaşımı yapan EHA isimli oluşumun paylaşımı üzerine fark ettiğimiz açıklamalar, muhtevası itibariyle yabancı olmadığımız Türkiye düşmanlığını bir kez daha teyit etti.

Biden’in FETÖ tarafından sorularla yönlendirildiği iddiaları da şimdilik kenarda dursun.

Böylesine irrite edici bir açıklamanın ABD’de temsilcileri bulunan medya kuruluşlarımıza, onlarca milli gazeteciye rağmen nasıl gözden kaçtığı konusu ayrıca üzerinde konuşulmaya değer.

Ancak bugün konumuz bu değil.

Joe Biden, içimizdeki Amerikalılar tarafından hala yeterince idrak edilemeyen her fırsatta iktidara çakmak için malzeme olarak kullanılan ‘dış güçler’ kavramını müzmin muhaliflere hatta yeni yetme muhalefete bir kez daha öğretti.

Joe Biden öylesine açık seçik ifadeler kullanıyor ki, insanın, “Bu cümleler 20 yıldır dış güçlerden neyin kastedildiğini siyaset dersinden defalarca çakan muhalefete ‘siyasete giriş’ dersi için kullanılmış olabilir” diyesi geliyor.

Biden 2 dakika 12 saniyelik görüntülerde özetle şunları söylüyor: “Bence yapmamız gereken ona (Erdoğan’a) karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli.”

Geçmişte ve halen muhalefetle doğrudan iletişimde olduğunu itiraf eden Biden, geçmişten bahsederken bir konuyu hatırlatmayı da ihmal etmiyor. Biden, “Ama hâlâ, geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan’ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz.” ifadesini kullandıktan sonra ekliyor. “Darbe ile değil, darbe ile değil, seçimle.”

ABD’nin bu müdahale hezeyanları ne ilk ne de son olacak.

Hatırlayın, kısa bir süre önce bizzat ABD Başkanı Trump kendi hesabından attığı bir twitle Türkiye ekonomisine nasıl bir saldırı düzenlediklerini itiraf etmişti. Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere bölgedeki etkinliğinden rahatsızlığını dile getiren Trump, “Türkiye, benim derin ve eşsiz anlayışıma göre, sınırların dışında olduğunu düşündüğüm bir şey yaparsa, Türkiye’nin ekonomisini mahvederim ve yok ederim (Bunu daha önce yaptım)” ifadelerini kullanmıştı.

ABD’nin 15 Temmuz darbe girişimindeki rolünü artık kundaktaki çocuk biliyor ama muhalefetin işine gelmediği için onlara göre yine ‘dış güç’ diye bir şey yoktu.

CIA’nın Türkiye uzmanı ismi Henri Barkey’in de aralarında olduğu 17 ismin darbe girişiminin yaşandığı gün Türkiye’ye giriş yaptıklarını ve Büyükada’da sır bir toplantıya katıldıklarını da hatırlamıyorlar.

Bu grubun hain girişimin bertaraf edilmesiyle birlikte 19 Temmuz’da apar topar Türkiye’yi terk ettiğini de unutuveriyorlar.

Barkey bizim yarım akıllılar iyice öğrensin diye 17 Temmuz günü otelden çıkış yaparken üzerinde “Pensilvanya” yazan bir çan bırakmıştı. Onu da unuttular tabi, işlerine gelmediği için.

Kafaları her türlü şark kurnazlığına basarken ‘dış güçler’e basmayanlar Der Spiegel’inden Le Point’ine yedi düvelin istihbarat kuruluşlarınca beslenen hacimli dergilerin kapaklarını da hiç hatırlamıyor.

İnanıyorum ki tüm kavrama yetersizliklerine ve unutma kabiliyetlerine rağmen siyonist sermayeli Le Point’in  Temmuz ayında kapağına koyduğu “Ayasofya, Suriye, Libya, Akdeniz.. Erdoğan, kapımızdaki savaş” başlığının ne anlama geldiğini de biraz olsun düşünmüşlerdir. Henüz taze ya, umudum ondan..

Joe Biden’in gözlerine parmak sokarcasına ‘dış güç benim ulan’ diye bağırdığı açıklamalarına rağmen hala FETÖ taktiğiyle kulaklarının üstüne yatmaya devam edeceklerse de elimizden bir şey gelmiyor.

İşbirlikçilikle itham edilen buna rağmen Biden’in açıklamalarına karşı amalı fakatlı açıklamalarla top çeviren küçük kafalı muhalefet mensupları için gerçekten yapacak bir şey yok.

Lafı uzatmayalım. Çünkü vakti zamanında Erdoğan ‘Topunuz gelin’ diyerek dış güçlere de işbirlikçilerine de söylenecek olanı söylemişti.

Biden’in açıklamaları sonrası da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın bir kez daha kafalarına vurdu: “Türkiye’ye emir verme dönemi sona erdi. Ama bunu hala yapabileceğinizi düşünüyorsanız, buyurun. Bedelini ödersiniz.”

Bundan sonrası dersin de sözün de bittiği yer.