Celal Topçu – Diriliş Postası
Araştırmacı 13 Whitehead ve ekibi, ABD'nin doğu kıyısındaki kirli bölgelerden 400 Atlantik yıllık balığı topladı ve genom dizilimlerini inceledi. Çalışma, balıklarda birçok genetik mutasyonun bulunduğunu ve bu mutasyonların, zehirli maddeler tarafından etkilenmiş hücrelerde hasara yol açan moleküler yolları kapattığını ortaya koydu. Ancak, bu mutasyonlar kirli sularda yaşama adaptasyonuna katkıda bulunurken, temiz sularda yaşamaya hiçbir avantaj sağlamıyor.
Zehirli ortamlara uyumun bedeli
Whitehead, koruma altındaki birçok türün bu hızlı değişime uyum sağlamak için yeterli genetik çeşitliliğe sahip olmadığını belirtiyor. Özelleşmiş türlerde görülen olumsuz mutasyonlar, bu türlerin hayatta kalma şansını ciddi şekilde etkileyebiliyor. Zehirli ortamlara uyum sağlayan bu yıllık balıkları, ekosistemdeki diğer türler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Özellikle, bu balıkları avlayan daha büyük balıklar ve kuşlar için besin zincirinde ağır metaller ve poliklorobifenilllerin neden olduğu etkiler konusunda belirsizlikler mevcut.
Besin zincirinde derin etkiler
Bu tür mutasyonlar, sadece yıllık balıklarını değil, aynı zamanda onların avcılarını da etkileyebilir. Küçük balıkların, büyük balıklar ve kuşlar için birer av olduğunu göz önüne aldığımızda, bu mutasyonların besin zincirinin geri kalanındaki etkilerini tahmin etmek oldukça zor. Özellikle, besin zincirinin en üstündeki yırtıcı balıklar için bu etkiler daha da belirgin hale gelebilir.
Bilim dünyasının bu bulgulara nasıl tepki vereceği ve bu durumun ekosistemler üzerindeki uzun vadeli etkileri merakla bekleniyor. Bu önemli keşif, denizlerdeki yaşamın insan faaliyetleriyle nasıl etkilendiğine dair önemli bir ipucu sunuyor.