Derdiniz ne biliyoruz!

Abone Ol

1921 Anayasası; Türkiye Cumhuriyeti’nin dini İslam’dır.1924 Anayasası; Türkiye Cumhuriyeti’nin dini İslam’dır.

1928 yılında 1924 Anayasasında bir değişiklik yapılarak Türkiye Cumhuriyeti’nin dini İslam’dır maddesi kaldırıldı.

İsmet İnönü ve 120 arkadaşının teklifi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 10 Nisan 1928 tarihli toplantısında anayasanın laikleşmesi ilkesinden hareketle anayasanın ikinci maddesinde yer alan “Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır.” fıkrası kaldırıldığı gibi 26. maddenin baş tarafında şeriat hükümlerinin TBMM tarafından yürütüleceğini belirten cümle de kaldırıldı. Bundan başka milletvekilleri ve cumhurbaşkanının yaptıkları yeminlerde “Allah” üzerine yemin kaldırılarak, namus üzerine ant içilmesi şekli kabul edildi. Allah, Kur’an, peygamber kelimelerinin yasakları böylece başlamış oldu.

Amerika’da hala başkan seçilenler İncil’e el basarak yemin ettiklerini hatırlatmama gerek var mı bilmiyorum. Dinsizlik üzerine kurulan Türkiye anayasası darbeler ve acılara yelken açmıştı bile… Bu anayasa ile milleti ile kavga eden bir devlet yapısı kuruldu.

1937 Anayasasında yani Mustafa Kemal’in hasta olduğu dönemde, Anayasa’ya ‘Türkiye Cumhuriyeti laiktir’ maddesi eklendi. İşte Türkiye laiklik yoluculuğuna böyle başlayarak, yüzde 99’u Müslüman olan milletin dinine inancına saldırılmaya başlanarak, kendi kendisi ile kavga etme dönemine geçildi.

‘Türkiye laiktir, laik kalacak’ sözcüğü siyasete girdi. Cumhuriyet ve laiklik ayrı, Müslüman milletin inancı ayrı tutularak güçsüz ve zayıf bir ülke yaratıldı.

Laiklik ilkesi adına İsmet İnönü ve CHP yönetimi kolluk kuvvetleri aracılığı ile Kur’an-ı Kerim’leri topladılar ve yaktılar. 1948 yılına kadar Hacca gitmeyi dahi yasakladılar.

Sultanahmet camiini askeri kışlaya çevirdiler.  Ezanı yıllarca “Tanrı uludur” diye okuttular. Şapka takmayanı, başörtüsü satanı astılar. Kur-an-ı Kerim öğreten müftüler işten atıldı. 60 yaşında nineler evlerden toplanıp gözaltına alındı. İnsanlar yıllarca Kuran-ı Kerim’i mağaralarda gizli gizli öğrendi. Halk “Allah’ın gönderdiği kutsal kitabı” okumayı öğrenebilmek için aralarında gizlice para topladı. Evlere baskınlar yapıldı, insanlar gözaltına alınıp hapislere atıldı. Suç aleti; “Kur’an-ı Kerim” di. 19 yıl bu ülkede imam yetiştirilemedi.

Mustafa Kemal hayattayken “Öldü” diye gazete bastıran, paralardan Mustafa Kemal’in resmini çıkarıp kendininkini koyduran zihniyet bu ülkeye iyilik mi etti? Ya tövbe edin ya da kimin uşağı iseniz onu gizlemeden söyleyin. Bizler sizin derdinizin ne olduğunu iyi biliyoruz.

‘O eskidendi’ diyen var mı? 28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreç, aynı zihniyetin devamı değil miydi? Bu dönemde de 12 yaşından küçük çocukların kur’an-ı Kerim öğrenmesi yasaklanmamış mıydı? Velilere bu nedenle cezalar verilmiyor muydu?  Başörtüsü zulmü, namaza ve inanca saldırılar aynen yaşanmadı mı? Bu milletin dinine imanına ya tüm partiler sahip çıksın ya da bu millet inançlara saldıran CHP’nin zihniyetinde olan siyasi partileri yok edecektir.

Şimdi bu milletin 2017 Nisan’ında yapılacak olan Anayasa değişikliğine neden “Evet” diyeceğini anladınız mı?