DEPREM

Abone Ol

24 Ocak Cuma akşamı 20.55’te Elâzığ’da meydana gelen, merkez üssü Sivrice olan ve yaklaşık 40 saniye süren 6.8 şiddetindeki depremde 35 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Devletin yetkili kurumları ve insani yardım kuruluşları yaraları sarmak için ivedilikle deprem bölgesine intikal etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bakanlarıyla birlikte depremzedelere yardımları yerinde koordine etmek için Elazığ’a geçti. Bu yoğun çabalar sonucunda enkaz altında kalan 45 kişi sağ kurtarıldı. 1999 Gölcük depremiyle kıyaslanmayacak, hiçbir boşluğa yer bırakmayacak bir ciddiyet ve organizasyonla hızla yaralar sarıldı.

Devletimizin bu gayretine milletimiz de azami destek verdi. Depremin ayazında dışarıda kalan kardeşlerine evlerinin kapılarını sonuna kadar açarak birbirleriyle hayırda yarıştılar.

Deprem haberini aldıktan hemen sonra Hakan Kılıç: “Aracımızı battaniye ile doldurduk. Bingöl’den Elazığ’a gidiyoruz.

Erzincan’dan Berra Didem Özmen: “Boşta bir evim var. 2 aile rahatça sığabilir. Arabamla gelip alabilirim.

2011’de Van’da deprem acısını yaşayan İlhami Dağçoban: “Bir evim boşta. Üç ailenin rahat yaşayabileceği genişlikte. Bir aileyi de kendi evime alabilirim. Dün biz size geldik şimdi biz sizi bekliyoruz.

Ve Suriyeli Mahmut.. Onu enkaz altında kalan Nurdan Aydın’dan dinleyelim: “Biz Suriyelilere taş atıyoruz ya. Mahmut isimli Suriyeli bir çocuk bizi kurtardı. Tırnaklarıyla toprağı kazıya kazıya bizi enkaz altından çıkardı. Parmakları paramparça olmuştu. Ben o çocuğu ömrüm boyunca unutmam. İyileşince hemen bulacağım.” Esed’in bombalarından canını kurtarmak için sığındığı Elazığ’da kendilerine ensarlık yapanları tırnaklarıyla kazıyarak enkazın altından çıkaran Suriyeli Mahmut, ırkçılığa karşı insanlığın üstün geleceğini hepimize bir daha gösterdi.

Acımız büyük, tarifsiz. Ama depremin yıktığı nereye baksak insanlık adına en güzel örneklere şahitlik etmek yüreğimizi hafifletiyor, geleceğe dair umudumuzu diri tutuyor.

Devlet milletiyle el ele vermiş, canhıraş bir şekilde yaraları sararken yaşanan acı üzerinden “devleti nasıl vurabilirim” hesabını yapan leş kargaları da boş durmadı.

Morgları dolduran cansız bedenleri, hastanelerdeki yaralıları, enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlere sırtlarını dönerek iştahla yalanlara sarıldılar; “Deprem anında Kızılay’ın ilk aklına neden para toplamak geliyor? Onca toplanan deprem vergisine ne oldu?

Kızılay, kamu yararına çalışan gönüllü bir yardım kuruluşudur. Devletten tek kuruş almaz. Verdiğimiz vergiler kasasına gitmez. Sadece milletten aldığı bağışlarla hizmetlerini yürütür.

Devletin topladığı deprem vergilerinden 1999’dan bugüne riskli olan konutlarda oturan 22 milyon vatandaşımıza depreme dayanıklı konutlar yapıldı. Kentsel dönüşüm kapsamında 11 milyar TL kira yardımı yapıldı. Kamu binaları ya gözden geçirildi ya da yenileri yapıldı.

Gerçekler, yaşanan acılar zerre umurlarında değil. Hakikati yüzlerine vurduğunuzda utanmayı, ders çıkarmayı bırakın arsızca sonraki yalanları için pusuya yatıyorlar. Neyse ki bu mahlukların sayısı iyilerimizle kıyaslanmayacak kadar az. İyiliği çoğaltanlara, hayırda yarışanlara selam olsun.