Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılı Ocak – Temmuz döneminde demiryolu ile gerçekleştirilen ihracatta önemli bir artış yaşandığını duyurdu. Bakan Uraloğlu, demiryolu taşımacılığıyla 1,2 milyon ton ihracat yükü taşındığını ve bu taşımanın yüzde 86’sının İstanbul ve çevre illerinden gerçekleştirildiğini belirtti. 2023’ün aynı dönemine kıyasla demiryolu ihracatında yüzde 13,2’lik bir artış yaşandığı ifade edildi.
Demiryolu Taşımacılığı ve İhracat Artışı
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin demiryolu taşımacılığında önemli bir ivme kazandığını vurgulayarak, bu taşımacılığın hız ve kapasite açısından ülkenin ihracat potansiyelini artırdığını söyledi. “2024 yılının ilk 7 ayında 1,2 milyon ton ihracat taşıması gerçekleştirerek geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 artışla rekor kırdık,” diyen Uraloğlu, demiryolu taşımacılığının ülkenin ekonomik büyümesinde önemli bir rol oynadığını belirtti. Gelecek yıllarda ihracat hacminin daha da artması hedefleniyor.
İstanbul ve Çevre İllerinin Rolü
Söz konusu taşımanın yüzde 86’sının İstanbul ve çevre illerinden gerçekleştirildiğini kaydeden Bakan Uraloğlu, İzmir, Eskişehir, Ankara ve Sivas gibi illerimizin de ihracat ürünlerini Avrupa’ya ulaştırmada önemli bir rol oynadığını ifade etti. Bu durum, Türkiye'nin lojistik gücünü ve demiryolu taşımacılığının ihracattaki önemini ortaya koyuyor.
Türkiye ve Avrupa Arasındaki Demiryolu Bağlantıları
Bakan Uraloğlu, Bakü-Tiflis-Kars (BTK) demiryolu hattının faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasındaki ticaret köprüsü rolünün güçlendiğini belirtti. Avrupa ile Orta Asya demiryolları arasındaki işbirliği anlaşmalarının Türkiye’nin ihracat taşımacılığında daha fazla söz sahibi olmasını sağladığını vurguladı. “Türkiye ve Avrupa arasında işlettiğimiz günlük en az 8 yük treni Avrupa’ya kesintisiz ticareti sağlıyor,” dedi.
Çevre Dostu ve Sürdürülebilir Taşımacılık
Demiryolu taşımacılığının çevre dostu ve sürdürülebilir bir seçenek olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, bu alandaki altyapı iyileştirmelerinin sera gazı azaltımı ve rekabetçiliği hedefleyen Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum sağladığını ve Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmasında kilit rol oynayacağını vurguladı.