“Çocuğunuzun iyi bir lise ya da üniversite kazanmasından daha mühimdir onun donanımlı bir insan olarak yetişmesi, ahlaklı, erdemli olması, vatan millet aşkıyla yanıp tutuşması…” denildiğinde kimse karşı çıkmıyor bu görüşe.
Herkes kabul ediyor hatta daha ileri boyutta fikirler ileri sürüyorlar sizi destekler mahiyette.
Üçkâğıtçı bir avukat olmasından daha evladır inşaat işçisi olması diyenden tutun, eskiden vardı şimdi var mı bilmiyorum, fakir hastasından bıçak parası alan doktor olmasın da sanayide tamirci olsun diyen yığınlarca insanla karşılaşıyoruz.
Konuşurken, akıl verirken gayet iyiyiz.
Ahlak herkeste ön planda.
Maneviyat çoğu insanda ön planda.
Erdem hakeza öyle!
Uzaktan hoş gelen davul sesi yakından acı acı çalıyor maalesef.
Herkes çocuğunu gözünün önüne getirdiğinde işler değişiyor.
Akşam eve inşaattan mı gelsin, son model arabasıyla doktorluktan, avukatlıktan, hâkimlikten, mühendislikten mi gelsin?
Tabii ki fikirler net!
Çocuğumun çalan bir üst düzey yönetici olmasından dürüst bir inşaat işçisi olmasını tercih ederim, diyenlere o an noter huzurunda o sözünü imzalattıracaksın…
Olmuyor! Kimse kandırmasın kendini.
Sen, ben, o… Biz, siz, onlar…
Her birimiz çocuğumuzun en iyi okullarda okumasını istiyor ve aynı zamanda kısa yoldan zengin olmasını da arzu ediyoruz. Yalan yok.
Peki, bunu nasıl ters yüz edeceğiz? Neticede bu doğru bir yaklaşım değil.
Öğretmenleri mi eğiteceğiz, aileleri mi eğiteceğiz, eğitim sistemini mi terbiye edeceğiz, çağın gereklerini elimizin tersiyle itecek miyiz?
Ne yapacağız?
Tamam, iyi okullarda okusun ama dürüst olsun, ahlaklı, erdemli olsun…
Sadece ders çalışarak, dershaneye giderek, özel ders alarak dört başı mamur veya üç başı, veya iki başı mamur çocuk yetiştirmek mümkün mü?
Test kitapları hariç çocuğuna başka kitapları koklatmayan veli, son zamanlarda “aman yorum sorusu da çıkıyormuş, biraz da kitap okusun” demeye başladıysa…
Çocuğum odasından çıkmasın, suyunu, yemeğini veririm, gerekirse tuvalete bile onun yerine ben giderim diyen insanların yetiştirdiği çocukla nereye varırız?
“ Devlet çoktan seçmeli sınav yapıyor, ben çocuğa klasik yorum sorusu sorsam çocuklar sınavdan başarılı olamaz” diye haklı bir şekilde feryat eden öğretmeni mecbur eden sitemle ne yapabiliriz?
Liseye ve üniversiteye girişte “değerler sınavı” koysak sorun çözülür mü ki?
İlkokuldan itibaren normal karne dışında “değerler karnesi” uygulamasına geçilse ve değer notu yüksek olmayan diğer sınavlara da giremese?