Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun TBMM genel kurulunda bugün yapılacak olan yemin töreni öncesi Ak Parti Genel Merkezinde 26. Dönem Milletvekilleriyle dün gerçekleştirdiği grup toplantısını baştan sona dikkatle izledim. Her zaman olduğu gibi coşkulu, bilgelik dolu ve bir devlet adamına yaraşır şekilde tüm kesimleri kucaklayıcı, bununla birlikte ülkemizi karanlığa boğmak isteyen odaklarla mücadele konusunda kesin kararlılık taşıyan ve net projeksiyon sunan çarpıcı bir konuşma yaptı.
Bu içeriği son derece dolu ve uzun konuşma esnasında birkaç husus özellikle dikkatimi çekti; 7 Haziran seçimleri ardından yeise kapılmadan ve boşluğa mahal vermeksizin ülkeyi yönetmeye devam ettikleri gibi ve 1 Kasım başarısı ardından da asla kibre kapılmaksızın, vakar ve tevazu içersinde ülkeyi yönetecekleri vurgusu… Bir diğeri ise, Türkiye’nin geçmek zorunda kaldığı kavşaklar ve atlattığı badirelere ilişkin tespitler… 2013 Haziranında Gezi Parkı bahanesiyle başlayıp 17/25 Aralık kumpasıyla devam eden, Kobani gerekçesiyle işledikleri 6-7 Ekim cinayetleri ve ardından yine 7 Haziran sonrası PKK’nın Barış Sürecine son verdiğini açıklamasıyla birlikte polis ve askerimize karşı başlattığı saldırılarla günümüze ulaşan yıkım, kaos ve darbe girişimleri süreçlerinde dönemin Başbakanı ve günümüzün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği basiret ve dirayet dolu liderlik tavrıyla bu demokrasi karşıtı yeltenmelerin bastırılabildiğini açıkça ve yüksek sesle deklare etmesi…
Açıkça itiraf etmeliyim ki, Cumhurbaşkanımızın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımızın da Ahmet Davutoğlu olduğu bir ülkede yaşamak kendimi gerçekten huzurlu hissetmeme neden oluyor. Yine itiraf etmeliyim ki, son 3 yıldır ilk kez 1 Kasım gecesi güvende hissederek yatağa girdim ve muhteşem bir uyku çektim.
Allah, yeryüzündeki tüm mazlumların dostu ve bütün zalimlerin kabusu olan bu Türkiye liderliği korusun… Onlardan sonra gelecekleri de, en az kendileri kadar vicdan ehli ve liyakatlı Müslümanlar arasından nasip etsin.
Her Fatih’in bir Ak Şemsettin’i , her Osman Gazi’nin bir Edebali’si, her adalet devletinin bir Kutad Gubilik’i olmalı… Olmalı ki, tüm vatandaşlar kendilerini huzur, güven ve refah içerisinde hissedebilsinler… İşte en çok da bunu anladım Hoca’mızın konuşmasından, o bu konuda hiçbir şey söylemediği halde…
Selam ve duayla….