Davutoğlu: Ülkeyi HDP’li hükümete mecbur bıraktılar

Abone Ol

“Bu bir son değildir, sonun başlangıcı da değildir, sadece bir önceki başlangıcın sonudur”

Çankaya Köşkünde ulusal gazetelerin Ankara temsilcilerine verdiği kahvaltılı toplantıda konuşmasına Churchill’in yukarıdaki sözüyle başlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinin ardından siyaset, ekonomi ve güvenlik alanında yaşanan gelişmeler hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

———————————————————————————————————————————————————————————————————————————–

Saim Tut/ Ankara : Cumhurbaşkanı’nın yeni hükümeti kurmak üzere kendisini görevlendirmesiyle birlikte gerçekleştirdiği çalışmaları detaylıca aktaran Davutoğlu, CHP ile yapılan görüşmelerin birlikte bir koalisyon hükümeti kurma zemini olup olmadığını anlamak üzere bir çalışma olduğunu, ancak aradaki derin fikir ayrılıklarının böyle bir ihtimale imkân vermediğini belirtti. CHP ile bu çalışmalar yapılırken MHP’yle de görüşmeye devam etmek istediklerini ancak Bahçeli’nin ‘’CHP ile bu işi çözmelisiniz’’ görüşünde ısrar ettiğini ve bu girişim sonuçsuz kalınca tekrar görüşmelerinin sanki CHP ile olmadı, MHP ile deneyelim şeklinde anlaşılmasının doğru olmayacağını belirtti.

MHP ile görüşmelerinde ise Bahçeli’nin tüm seçenekleri baştan reddeden tavrı nedeniyle ilerleme sağlanamadığını belirten Davutoğlu, tüm bunlara rağmen oldukça medeni çerçevede yürüyen bu temasların diyalog ve doğru iletişim anlamında önemli katkılar sağladığına inandığını beyan etti. Hükümet kurma görevini aldığı ilk andan itibaren önyargısızca ve samimiyetle her kesimle görüşmeye açık olduklarını ifade ettiklerini ve görüştüklerini özellikle vurgulayan Başbakan, tüm bu faaliyetleri meşruiyet ve hukuk temelinde yürüttüklerini, Cumhurbaşkanlığı makamı üzerinden hükümet pazarlığı yapılmasını sahip olduğu devlet, siyaset ve tabii ahlakla bağdaşmayacağını ve doğru görmediğini belirtti.

“Olağanüstü durum havası oluşturulan zamanlarda en doğru tutum olağan davranmaktır.”

7 Haziran sonrası ortaya çıkan tablo karşısında birilerinin erken bir ‘AK Parti’den kurtulduk’ sevincine kapıldıklarını ancak bu sevinçlerinin fazla sürmediğine dikkat çeken Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Her ne kadar milletimiz bizlere tek başına iktidar imkânı vermemiş olsa da, bizim riyasetimizde bir koalisyon kurulmasını istemiştir, ancak diğer partilerin ileri sürdüğü şartlar böyle bir koalisyona imkân vermemiştir” şeklinde sözlerine devam etti. Tüm bu gelişmeler esnasında olağan davrandığını ve her hangi bir normal dışı durum algısı oluşmamasına gayret ettiğini dile getiren Davutoğlu, bu dönemde meclis başkanlığı seçimlerinden kuvvet komutanları atamalarına değin devletin işleyişinde her hangi bir aksama ya da olumsuzluk yaşanmadığını vurguladı.

“Terör çeşitlendi ancak özgürlükleri kısıtlayacak bir güvenlik politikasından yana olamayız”

Doksanlı yıllarda terörün sadece Kuzey Irak ayağı olduğunu, bugün ise bölgedeki genel karışıklık nedeniyle çeşitlendiğini, DHKP-C terörünün PKK ile işbirliği içerisinde olduğu ve IŞİD’in in de buna eklendiğini, kamu düzenini bozmaya yönelik hiç bir girişime müsamaha göstermenin mümkün olmadığını söyleyen Davutoğlu, tüm bunlara rağmen temel insan hak ve özgürlükler alanındaki kazanımlardan taviz vermeyeceklerini sözlerine ekledi. Terörün hedefinin Türkiye’nin barış ve huzuru olduğunun altını çizdi. Kamu düzenini sağlamanın belirli bir maliyeti olacağını, dün devlet nerede diyenlerin, bugün devlet kendisini gösterdiğinde ise bunu bir politik malzeme olarak kullanmaya çalışmalarının anlaşılamaz olduğunu ifade etti.

“Türkiye ekonomisi açısından büyük bir tehdit görmüyorum”

Döviz kurlarındaki dalgalanmalara ilişkin bir gazetecinin sorduğu soruya, bu reflekslerin normal olduğu, dünyadaki normal seyirden farklı ülkemize has özel bir risk durumu oluşmadığı şeklinde cevap veren Başbakan Davutoğlu, tüm komşu ülkelerin derin bir ekonomik çöküntü içerisinde bulunduğunu, ülkemizde tedirgin edici bir vaziyet olmamakla birlikte dünya ekonomisinin genel olarak bir krize doğru yol aldığını, bunu Çin ve Brezilya ekonomilerine bakarak görmenin mümkün olduğunu ifade etti.

“Samimi olarak dileğim seçimlere meclis kararıyla gitmekti”

Parlamento olarak erken seçim kararı almak suretiyle seçime gitmek istediklerini ancak maalesef CHP ve MHP’nin tutumlarının bunu mümkün kılmadığını bu nedenle, Cumhurbaşkanın görevlendirmesiyle oluşturulacak bir hükümetle seçimlere gidileceğini belirten Davutoğlu, HDP’nin böylesi bir kritik süreçte hükümette yer almasının terörle mücadele konusunda bazı sıkıntılara yol açıp açmayacağı ve bu durumun MHP tarafından seçim döneminde siyasi malzeme olarak kullanabileceği konusunda kendisine yöneltilen bir soruya ise, herşeyin milletin gözleri önünde cereyan ettiğini ve anayasal olarak HDP oy oranı itibariyle kendisine kaç bakan sayısı düşüyorsa bu şekilde hükümette yer alacağını, ülkeyi bu hükümete mecbur bırakan partilerin asıl sorumlular olduğu şeklinde yanıt verdi.

“Bir tüzük değişikliğine gidilecek”

Son derece yoğun bir gündemle çalıştığını ifade eden Davutoğlu, Cumhurbaşkanının kendisine hükümeti kurma görevini tevdi etmesi ardından hemen AK Parti MKYK’sıyla bir toplantı yaparak

çalışmalarına başladığını, aynı şekilde bu çalışmaların sonuç vermemesi nedeniyle görevi geri iade etmeden önce de yine MKYK’yı toplamasının etik bir gereklilik olduğunu, bu durumu siyasi spekülasyon malzemesi yapmanın ise basit bir yaklaşım olduğunu belirtti. Üç dönem kuralıyla ilişkili sorular karşısında, bu konu üzerine çok çalıştığını, bu kuralın tüzükte yer almasının kendisine göre bir mantığı ve maksadı olduğunu ancak anlamlı bir tüzük değişikliğiyle bu kuralın farklı bir boyuta taşınacağını söyledi fakat detay vermedi.

“12 Eylül Kongresi”

Kendisiyle ilgili bazı kesimlerin hükümeti kurmayı başarmış bir başbakan olarak kongreye gitmek adına koalisyon çalışmalarına çok önem verdiği şeklindeki yaklaşımlarını ciddiye almadığını belirten Davutoğlu, Eylül ayı içerisinde kongreyi yapmalarının gerektiğini söyledi. Olağanüstü kongreyle işbaşına geldiğini hatırlatarak olağan kongrede seçilip, seçimlere bu şekilde gitmelerinin önemini işaret etti ve 12 Eylül tarihinin biraz da demokrasi vurgusu adına tercih edildiğini belirtti.

“Milletvekilleri listesi

Son olarak Diriliş Postası adına sorduğum aday listelerinin belirleme yöntem ve sürecinin bu kısa zaman diliminde ne şekilde olacağı şeklindeki soruya ise daha önceki belirleme yöntemlerinin geçerli olduğunu ve parti kurullarının bu konuda titizlikle çalışacakları şeklinde cevap verdi ve önemli olanın en doğru tercihleri yapmak ve haksızlığa mahal vermemek olduğunu ifade etti.

———————————————————————————————————————————————————————————————————————————-

Toplantı notları:

Başbakan Davutoğlu uzun süredir bu toplantıyı yapmayı planlıyormuş, ancak yoğun süreç ve bir biri ardına yaşanan hassas gelişmelerin ardından bugün fırsat bulabilmiş.

Toplantıya Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de katıldı. Ayrıca davet edilen tüm gazete temsilcileri eksiksiz olarak salonda yer aldı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu salona kahvaltı başladıktan bir süre sonra girdi ve gecikmesi için helallik diledi. Oldukça yorgun görünmesine rağmen konuşmasında hiç bir aksama ya da muğlaklık söz konusu olmadı. Son derece içten ve akıcı konuştu.

Kahvaltı çok hoştu ve toplantı sonrasında Başbakan Ahmet Davutoğlu her bir konuğuyla vedalaşıp fotoğraf çektirdi.

Toplantı öncesinde köşkün bahçesinde Yalçın Akdoğan, ulusal gazetelerin Ankara temsilcileriyle yakından ilgilendi ve önemli bilgiler verdi.

Başbakanlık danışmanı Osman Sert Bey ve yardımcısı Zerrin Elçin Hanım son derece zarif ve ilgiliydiler.

Türkiye Gazetesi ve İhlas Grubu Ankara temsilcisi Nuri Elibol ağabeyimiz toplantı sonrasında aracıyla beni Diriliş Postası Ankara büroya bıraktı.