FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin İstanbul’daki “ana darbe davası”nda tutuklu sanıklardan eski Hava Harp Okulu Komutanı Tuğgeneral Fethi Alpay savunma yaptı.
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında bulunan binadaki büyük salonda İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada savunma yapan Alpay, hiçbir illegal yapıyla ilişkisinin olmadığını iddia ederek, “Ben de darbeciler tarafından el ayak ve gözleri bağlanarak derdest edilen ve Ankara’da devam edilen davada müşteki ve mağdurum. Bu darbe girişiminin bir parçası olmam mümkün değil. Darbe girişimin hiçbir aşamasında yer almadım.” dedi.
Alpay, olay günü saat 20.20 sıralarında Kadıköy’deki Moda Deniz Kulübünde gerçekleşen ve başta Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal olmak üzere hava kuvvetinden birçok generalin katıldığı Muharip Hava Kuvveti Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver’ın çocuğunun düğün merasimine katıldığını anlattı.
Düğündeyken saat 21.20 civarında köprüde bir hareketlenmenin olduğu haberi aldıklarını dile getiren Alpay, bunun üzerine orada hazır bulunan komutanlarla bir araya gelerek toplantı yaptıklarını kaydetti.
Düğünde yaşananlar
Fethi Alpay, toplantı yaptıkları sırada odalarının basıldığını ve bir kargaşa meydana geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“Silah sesleri geldi, Hava Kuvvetleri Komutanı için geldiklerini söylediler. Komutanımız gitmek istemeyince kapıda nöbetçi bırakıp ayrıldılar, Yaklaşık yarım saat sonra havaya ateş ederek odayı bastılar. Bu esnada toplanan telefonlarımız komutanın ısrarı üzerine dağıtıldı. Benim telefonum verilmedi. Herkesi, ters kelepçe takarak koridora yatırdılar. Bu şekilde yarım saat bekledik. Bu sırada peyderpey birilerini aldılar. Beni de oradan alıp çıkış kapısında beklettiler. Sonra beni Hava Harp Okuluna götüreceklerini ve görevin başına geçeceğimi söylediler.”
Makamda askeri üniformasını giydiğini ve okulda geçirdiği süre boyunca darbeci askerlerden ikisinin başında beklediğini iddia eden Alpay, bu sürede darbeci askerlerle hiçbir şekilde iş birliği yapmadığını savundu.
Sanık Fethi Alpay, şöyle devam etti:
“İş birliği yapmayacağımı göstermek için tekrar sivil kıyafetlerimi giydim. Sonra da beni kelepçeleyerek hapsettiler. O zamana kadar rehin alınan diğer generallerin de Hava Harp Okulunda olduğunu bilmiyordum. Başımızda sürekli bir darbeci vardı. Beni kimseyle görüştürmediler. Gün doğumuna kadar burada kaldıktan sonra helikopterle Akıncılar’a götürüldük. Burada el ve ayaklarımız, gözlerimiz bağlandı. Arada patlama ve uçak sesleriyle irkiliyorduk. Biz de birbirimize destek olmaya çalışıyorduk. Bir süre sonra Yaşar Güler, Abidin Ünal ve Akın Öztürk tarafından kurtarıldık. Esir olarak tutulduğum sırada askerlerin ‘gerekirse hepsini denize atarız’ şeklindeki bir ifadesini duydum.”
“Whatsapp grubuna eklenmem bir komplo”
Sözde atama listesini savcılık sorgusunda öğrendiğini öne süren Alpay, bu listeyi de görmediğini savundu.
Darbe girişiminin koordine edildiği “Yurtta Sulh Biziz” Whatsapp grubuna giriş yapmadığını iddia eden Alpay, “Darbecilerin kendi aralarında haberleşmek için kurduğu Whatsapp grubuna nasıl eklendiğimi bilmiyorum. Whatsapp’a giriş yapmadığım da görülmüştür. Taktir edersiniz ki, gruba üyelik için herhangi bir onayın gerekmediği bilinmektedir. Tanımadığım kişilerce numaramı gruba ekletilmesi bilinçli bir komplonun sonucudur. Makamı kullanmak için yaptıklarını düşünüyorum. Ayrıca bu grupta hiç kimse ile irtibatım da olmamıştır.” şeklinde konuştu.
Alpay, darbe girişimini herkes gibi sosyal medyadan öğrendiğini de sözlerine ekledi.
Çapraz sorgusunda ise Alpay’a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Marmaris’te suikast girişimine ilişkin davada yargılanan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in Muğla’da alınan ifadesinde yer alan, “MAK personelinin Moda Deniz Kulubü’ndeki rütbelilere ilişkin operasyonu yapacak olan grupta yer aldığı, olay tarihinde kendisini arayarak operasyona katılacak helikopterlerin yakıt ikmalinde sıkıntı yaşadıklarını, Hüseyin Ergezen ve Fethi Alpay’a ulaşmadıklarını söylediklerini, bunun üzerine Fethi Alpay’ı arayarak konu hakkında yardımcı olmasını söylediğini, Fethi Alpay’ın da konuyla ilgilendiğini ve yardım edeceğini söylediğini, yakıt problemini Fethi Alpay ile konuşup çözdüğü” beyanı soruldu.
Alpay da Sönmezateş’le telefonla hiç görüşmediğini, bahsedilen hava araçlarına yakıt vermediğini savundu.
Bunun üzerine araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Cem Karaca’nın, “Sönmezateş, yargılandığı davada, “FETÖ’cü olmadığını ancak darbeci olduğunu kabul ettiğini ve her türlü cezaya razı olduğunu söylüyor. Gemileri yakmış bir adam size niye iftira atsın?” demesi üzerine sanık Alpay, “Onu bilmiyorum.” ifadesini kullandı.
“Yalnız kalmayayım diye…”
Mahkeme Başkanı Karaca’nın, Alpay’a derdest halindeki bazı subaylara neden “bir grup asker olarak darbe girişimini kendilerinin yaptığını, Genelkurmay Başkanının kendilerini desteklediğini, diğer kuvvet komutanlarının da destekleyeceğini” söylediğini sordu.
Sanık Alpay, bu soruya, “Darbeci askerler beni kışlaya götürecekti ben de onlara karşı koymak istediğimde yalnız kalmamak için yanımda birileri olsun diye oradaki bazı generallere böyle demek zorunda kaldım.” yanıtını verdi.
Darbe gecesi yayınlanan atama listesinde İstanbul Valiliği’ne atanması konusu sorulan Alpay, darbe girişimini sosyal medyadan öğrendiğini ve bu listeden haberinin olmadığını savunarak, “Burada ismimin yazılmış olması bana kurulan bir komplodur.” dedi.
Duruşma salonunda tartışma
Sanığın çapraz sorgusu sırasında sesli ve görüntü kaydıyla sürdürülen duruşmada kayıt yapılan CD’nin değiştirilmesi amacıyla duruşmaya 15 dakika ara verildi.
Bu sırada bir sanık avukatı ile bir kısım müşteki adına katılan bir avukat arasında yaşanan sözlü tartışmaya izleyiciler de katıldı.
Tartışmanın büyümesi üzerine, izleyicilerle avukatların arasına jandarma ekiplerinin girdi. Bazı avukatların şehit yakınları ile gazileri sakinleştirmesinin ardından duruşmaya yeniden başlandı.
“Duygularımızın mantığın önüne geçmemesi gerekiyor”
Mahkeme Heyeti Başkanı Cem Karaca, 15 Temmuz’da şehit olanlara rahmet dileyip önceki gün yaptığı açıklamayı tekrar etti.
Millet adına faaliyet yürüten mahkemenin görevinin, suçu ve suçsuzu ayırt etmek olduğunu vurgulayan Karaca, “Yargılama faaliyetlerinin en önemli hususu savunmadır. Savunmalar alınırken her türlü dış etkenden korunması gerekir. Sanık savunmaları alınırken avukatlarına sözlü fiili saldırı vesaire eylemlerin de kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle sizlerin de bu hususların riayet etmenizi diliyorum.” şeklinde konuştu.
Karaca, bu dosyanın basit olmadığını, 89 insanın canının söz konusu olduğunu belirterek, “Bu dosyada duygu var elbette, bu dosyada vicdan var. Ancak vicdanımız ve duygularımız bir yana bunların mantığımızın önüne geçmemesi lazım. Böyle giderse bu yargılama faaliyetlerini makul sürede bitirmesini imkansız hale getirir.” ifadelerini kullandı.
Sanık Fethi Alpay’ın çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti, avukatların taleplerini aldı.
AK Parti İl Başkanlığı adına söz alan avukat, partilerinin davaya müdahilliğinin kabulüne karar verilmesini istedi.
Başsavcı Vekili Fatih Karakuş da AK Parti İl Başkanlığının talebinin kabulüne karar verilmesini talep etti. Karakuş ayrıca tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, taleplerin alınmasının ardından duruşmayı erteledi.
İddianamede, kaçırılma olayı “mizansen” olarak geçiyor
Bu arada darbe gecesi rehin alınan askerler arasında bulunan generallerden Ahmet Cural ve Recep Yüksel’in iddianamedeki ifadelerinde, “Odada rehin tutuldukları sırada farklı bir odada bulunan Hava Harp Okulu Komutanı Fethi Alpay’ın kelepçesiz şekilde yanlarına geldiklerini ve kendilerine ‘bir grup asker olarak darbe girişimini kendilerinin yaptığını, Genelkurmay Başkanının kendilerini desteklediğini, diğer kuvvet komutanlarının da destekleyeceğini’ söyleyerek darbe girişimine kimlerin destek verdiğini sorduğunu” beyanları yer alıyor.
İddianamede, sözde rehin alındıktan sonra serbest bırakılıp darbeci askerlerle birlikte helikopterle birliğine geri döndüğünü anlatan Cural ve Yüksel’in Alpay’la ilgili şu ifadelerine yer veriliyor:
“Burada iken kamuflaj kıyafetlerini giyip okul dekanı şüpheli Ahmet Gümüş ile birlikte darbe faaliyetlerinin hava unsurlarını komuta, takip ve kontrol etti. İlerleyen süreçte saat 04.00 sıralarında darbe girişiminin başarısız olacağını anlaması üzerine darbe girişiminin mağduru mizanseni yaparak kendisine kelepçe taktırmak suretiyle MAK timleriyle birlikte sabah saatlerinde Ankara’daki Akıncılar Üssüne, Hava Harp Okuluna getirtti ve içerisinde generaller Mehmet Şanver, Hasan Küçükakyüz, Atilla Gülan, İsmail Güneykaya, Mehmet Özlü, Haluk Şahar, Ahmet Biçer ve İmdat Bahri Birber’in olduğu helikopterle birlikte gitti. Bu şekilde darbeciler tarafından rehin alınmış görüntüsü vermeye çalıştı.”