Gündem

Darbeci general Angun hakim karşısında

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklanan dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunma vermeye başladı.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti, 2. Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun’un da bulunduğu 28’i tutuklu 76 sanığın yargılandığı, Yakınca Spor Salonu’nda görülen davanın duruşmasının üçüncü gününde, mahkeme heyeti Angun’u dinliyor.

Darbe girişimiyle ilgili hiçbir kastı, kusuru olmadığını savunan Angun, darbe girişimindeki olaylarla ilgili basın yayın organlarında çıkan haberlerin kamuoyunda psikolojik baskı oluşturduğunu öne sürdü.

16 Temmuz’da yıllık izne çıkacağını iddia eden Angun, her gün tıraş olduğu için evindeki malzemelerin eski olduğunu, bu nedenle sivil aracı göndererek karargahtaki daha az kullanılmış tıraş malzemesini aldırmak istediğini iddia etti.

Angun, “Tıraş köpüğünü almayı planlamıştım, günün yorgunluğuyla unuttum. Daha sonra sivil aracı gönderdim. Kapıyı aralayarak görüştüğüm şoför, Kemal Yüzbaşı’nın kendisine denetleme olduğunu, küfrettiğini ve almadığını söylemesi üzerine şaşırarak ‘Allah Allah’ dedim ve moralim bozuk şekilde kapıyı kapadım.” dedi.

Darbe girişimiyle bağdaştırılmasının mantıklı olmadığını savunan Angun, araç sürücüsü ve Kemal Keskin Yüzbaşı’nın aralarında geçen küfürleşmenin de kendisini bağlamadığını iddia etti.

FETÖ/PDY’nin tesisine, maliyesine iştirak etmediğini öne süren Angun, “Ben veya çocuklarım dershanelere gitmedik, bankaları kullanmadık, yardım yapmadık, toplantılarına iştirak etmedim. Gazete, dergi, kitaplarını takip etmedim. Yurt dışına gitmedim. Haberleşme sistemlerine dahil değilim, ByLock kullanıcı listesinde de ismim yoktur. Evim ve iş yerindeki malzemelerim incelenmiş, herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.” iddialarında bulundu.

Darbe girişimini televizyondan öğrendiği andan itibaren kalkışmaya karşı olduğunu, bu duruşunu da sürdürdüğünü ileri süren Angun, savunmasına şöyle devam etti:

“Sahte ve kanunsuz bir listeye ismim yazılmış olsa da benim bu listeden bilgim yoktur. Darbe girişimcileri tarafından yayımlanan hiçbir mesaja itibar etmedim. Bu sıfatla darbecilerle hiçbir ilişkim olmadı. Daima kanunların yanında oldum bunun hiç dışına çıkmadım. Bu listeyi yazan Yurtta Sulh Konseyi denen merkez. O merkeze de bir de yardımcı atadıklarını görüyorum. Bunlardan biri de Malatya’da. O akşam darbe girişimcileri benim kurmay başkanı olarak verdiğim emirleri yerine getirmemiştir. Sıkı yönetim komutanı olmam söz konusu değildir. Görevi kabul etmeyeceğim kanaatiyle evime silahlı kişiler gönderdiklerini değerlendiriyorum. Olayı öğrendiğim saatlerde benim tüm gayretim darbe girişimini önlemeye yöneliktir.”

“3 kez ölümden döndüm”

Başkalarının eyleminin cezasının kendisine çektirilmeye çalışıldığını savunan Angun, “Anılan örgütün hiçbir aşamasında, hiçbir faaliyetinde ilişkim yoksa iddia makamı hangi delillere dayanarak bunları söylemiştir? Hayatım boyunca ilişkim olmadı, 15 Temmuz’da birden ortaya çıktım. Kanunlara aykırı hareket edenlere karşı direndiğim için 3 kez ölümden döndüm. Bu durumun bir kısım askerin girişimiyle oluştuğu ve başarısızlıkla sonuçlandığı gerçektir. Biz de süratle önlem aldık, silah, mühimmat ve personele sahip çıkmaları yönünde emir verdik. Ben sorumluluğumdaki herkesi aradım, bir kısım aranmadığını iddia etse de.” diye konuştu.

“Bana direkt silah çekildi, hamle yaptım”

“Ordu komutanını emriyle karargaha gitmek için evden çıkmak isterken bir kısım başka askerler tarafından evim basılarak hürriyetim engellendi” iddiasında bulunan Angun, şunları öne sürdü:

“Koruma tedbirleri aldırdım. Her ne kadar başlangıcında şok yaşasam da bu kişilerin daha ileri gitmelerine karşı ordu komutanı emriyle kanun dışı hareket edenlerle mücadele ettim. Karargaha gittiğimde ilk iş olarak nizamiyedeki Kemal Yüzbaşı’nın faaliyetlerini bertaraf etmeye çalıştım. Bana silah çekildiğinde kimsenin yardım etmemesi üzerine yalnız kaldığım ortaya çıkmıştı. Bana direkt silah çekildi, hamle yaptım. Can havliyle insan ne yaptığını bilemiyor. Hamle yaptım, beni iteledi ve silahı aldı. Baktım çaresizim, ateş etmesin, durumu normalleştirelim diye oradan ayrıldım. Bunu engellemek için kimse müdahale etmedi. ‘Darbecilerin ellerini ayaklarını bağlayıp derdest edelim’ diye Ordu Komutanına söyledim. Biz iki yaşlı adam, fiziki olarak mücadele edecek durumumuz yok. Komutanımız da fiziki olarak müdahale edemez. 3-4 güçlü adam istedik. İçeride sürekli bir faaliyet vardı. Kimse gelmeyince bulunduğumuz odanın dışına çıkarak, kim var diye baktım. Emrin sonucunu araştırmak istediğimde Yarbay Suat ‘Kimse kalmadı’ dedi. Silah ve sayı olarak aleyhimize dönen vahim bir tablo vardı. Kamera görüntülerine resim şeklinde bakıldığında farklı anlam yüklenebilir. Darbecilerden Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili’ye, ‘Meramınız nedir’ dediğimde, ‘Ok yaydan çıktı. Komutanımız Ankara’ya gitse iyi olur’ dedi. Bahadır Erdemli, beni ordu komutanının makamından silah tehdidiyle çıkartarak, başka bir odada kelepçelettirdi.”

Angun, verilen kısa aranın ardından savunmasına devam edecek.