Sudan devlet televizyonu dört gün önce yayınını keserek yayınladığı haberde başkent Hartum’da bir grup askerin darbe girişiminde bulunduğunu ve girişimin bastırıldığını duyurdu.
Resmi açıklamada darbe yapmaya kalkışanların devrik Ömer el-Beşir rejimi yanlıları olduğu öne sürülse de gerçekte bir darbe girişimi olup olmadığı ve varsa bile arkasındakilerin kimliğiyle ilgili birçok soru gündeme geldi.
Sudan’ı yakından takip eden gözlemcilerden bazılarına göre gerçekte bir darbe girişimi söz konusu değil.
Bilakis Ömer el-Beşir’i devirip yönetime el koyan askerler geçiş dönemi sonunda iktidarı sivillere devretmemek için “dolap çeviriyor”.
Salı günü açıklanan darbe girişiminin ilk olmaması ve daha önce de bir takım darbe girişimleri olduğunun öne sürülmesi, darbe girişimi iddiasıyla “ordu içinde tasfiye yapıldığı” yönündeki şüpheleri güçlendiriyor.
Darbe girişiminde bulundukları söylenenler için yapılan “eski rejim yanlıları” nitelemesine de itirazlar var.
Gözaltına alınan kişilerin “Ömer el-Beşir yanlısı İslamcılar” değil, iktidar ortağı Baas Partisi üyeleri oldukları söyleniyor.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu'nun ülkenin içinde bulunduğu kötü durumdan siyasileri sorumlu tutan açıklamalarda bulunmaları, geçiş sürecinin sonunda askerin yönetimi sivillere devretme gibi bir niyeti olmadığının göstergesi olarak yorumlandı.
İktidar ortağı Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) de el-Burhan ve Dagalu’nun açıklamalarını böyle okumuş olacak ki, askerlerin siyasilere yönelik eleştirilerinin “demokratik geçiş yoluna doğrudan bir tehdit ve sivil devrim güçleri ile ordu arasında bir çatlak yaratma girişimi” olduğunu ifade etti.
Ülkede her şey ordunun kontrolünde olduğu halde kötü yönetimin faturasının sivil siyasetçilere kesileceği ve askerlerin “ülke için hâlâ tehdit oluşturmaya devam eden eski rejim kalıntılarını temizleme” bahanesiyle Sudan’ı yönetmeye devam edecekleri anlaşılıyor.
Öngörülerin ne kadar isabetli olduğunu askerlerin hükümet üzerindeki vesayetlerini sürdürmek için yeni bahaneler üretip üretmeyecekleri gösterecek.
Bu arada Hartum’da darbe girişimi gürültüsü arasında kaybolup gitmemesi gereken dikkat çekici başka gelişmeler de yaşanıyor.
Sudan, son dönemde Filistin davasına sırt çevirip İsrail’le normalleşme yarışına giren ülkeler kervanına katılmıştı.
Nihai anlaşma için Hartum ve Tel Aviv arasında görüşmeler sürerken önceki gün Hamas’ın Sudan’daki 1,2 milyar dolarlık mal varlığına el konulduğu açıklandı.
El konulan mallar arasında gayrimenkuller, şirket hisseleri, başkent Hartum’da bir otel, döviz bürosu, televizyon kanalı ve tarım arazileri olduğu ileri sürülüyor.
Hamas sözcüleri ise iddiaları yalanlayarak hareketin Sudan’da yatırımı olmadığını söylüyor.
Ömer el-Beşir döneminde Hamas’ın Sudan’da rahat hareket ettiği ve rejim değişikliğinden sonra ilişkilerin kötüye gittiği doğru.
Sudan’ın yeni yöneticileri İsrail’le normalleşme görüşmeleri yürütürken aksi de olamazdı.
Açıklanan miktardan çok daha azına el konulmuş olsa bile o malların gerçekte Filistin halkına ait olduğunu ve Hartum’un bu adımının ABD’ye yaranma çabası olduğunu söylemeye gerek yok.