Daimi kurtuluş günü

Abone Ol

Kâinatı algılayan yorumlayan insanoğlunun zaman ile olan ilgisi ve yaşananlar aslında hiç de karmaşık değil.

Beynimizde görüntümü ararız? Ne beyhude bir arayış!

Kâinat tek ve bütündür. Ayırmak mümkün müdür teki parçalarına? Ne beyhude bir gayret!

Gel bunu bir hal olarak yaşa. İçinde yaşadığın, yaşadığını zannettiğin zamanın kalıplarına takılıp kalma.

Kitap dediğin, kalp gözüyle okunduğunda verir sırrını. Beş duyu ile sabitleyip insanı, hapsetmemeli güzellikleri. Kaybetmemeli aklı.

Zamana takılmadan okumalı.

Zaman da, mekânda birbirinin içine geçmiş durumda. Gerçeği bu. Oku muhabbetin Ana Rahmini,  oku göklerdeki, yerdeki gerçeği.

Külli bir yok oluşla aç kitabın sayfalarını. Ne bu güne ne düne takılma, aslında hepsi bir.

Üç boyutlu zamanın ve mekânın ötesine geç ve insanı oku.

Mekân farklı derecelerde bükülmüştür ve zaman evrenin farklı bölgelerinde farklı hızda akar der bilenler.

Bu yüzden zamanda sıçrayarak oku.

Ruhsal dünya; geçmiş, şimdi, gelecek gibi zaman dilimlerinden oluşmaz, sen kendini mevcut zamanın an’ı içinde sıkıştırıp elindeki kitabı, kitabın hakikatini bu an içinde oku.

Mekân ve zamana ait radikal farklı deneyimleri tecrübe etmek istiyorsan şayet, o zaman başla okumaya.

Cenab-ı hak varlığını zuhura çıkarmadan evvel gizli bir varlıktı. Bilinmeyi istedi ve Aşkı yarattı. Bu sebepledir ki Aşkla yazıldı.

Aslında kimi bu gerçeği sakladı, kimi kabından taşıp faydalı olmaya çalıştı ve açıkladı.

Hakikatin zaman ve mekânın algılanmasında güçlü hislerle okumalı okuduğunu.

Aklı, bedeni, elindeki kitabı birbirinden ayırmadan okumalı.

Zamana takılmadan zaman ötelerinden okumalı.

Peyderpey öğrenmektir yaşamak.

Yaşamak, beklenmeyen gerçeğin yüzümüze çarpmasıdır.

Gerçek bize koşar bazen.

Hiç ummadığımız bir anda hayat bize bir kapı aralar ve ummadığımız bir hikâye sızar içeriye.

Yaşamak böyle bir şey işte.

Hesaplamadan, planlamadan yürekten yapılan duaların kabulü gibidir karşılaşmalar yaşamda.

O isterse olur.

O isterse hükmünü kurar.

O isterse acılı ayrılıkları nesiller sonrasında tatlı kavuşmalara koyar.

Bazen hayat bir böğürtlen tadında sunar gerçeği.

Bazen göçmen kuşların taşıdığı o yalnızlık duygusunu yok eder buldurur gurbette soyunun izini.

Hadi Aşk ile oku lütfedersen.

Küçük siyasi çıkarlar ve günlük politikalar çerçevesinde okumanın hiç ama hiç kimseye bir faydası yok.

Kullandığımız dil ve arz üzerindeki duruşumuz unutma okuduklarımızla alakalı.

Bu dilin ve duruşun muhabbete ve özgürlüğe gidilen yolda ne büyük bir önem arz ettiğini sakın unutma.

Yoksa her yer yangın, her yer yas. Bunu akletmemiz gerekiyor.

Kendinizi var etmek ve alanınızı geliştirmek amaçlı nefsi hareketler her dönemde olduğu gibi bu günde aynen devam etmektedir.

Sisli havadan fırsatlar devşirmek bizi Memleket düşmanlığına götürür.

Hiç bilmez misiniz?

Yarasaları yok edelim derken güvercinleri öldürmeye başlarsanız bütün bahar dallarını kırar ve ayazda bırakırsınız.

Bu selamet getirmez, bu sizi var etmez.

Bir de bakarsınız bütün yarasalar sizin elinizde güvercin kılıfına bürünüp kaldıkları yerden devam ediverirler davalarına.

Ne acı.

At izi it izine karıştı mı yandı Kerem’in arpa tarlası.

Dikkatli ve akılcı davranmak zorundayız.

Hepimiz sorumlu ve duyarlı olmak zorundayız.

Herkesin ama herkesin, üzerine düşen  tarihi sorumluluğun farkına varması gerekir. (Ergen) gibi değil (Reşit) gibi davranması gerekir.

Kaderin bir cilvesi kim bilir dün olduğu gibi bu günde özgürlüğümüz için savaştık, biz sadece işgale karşı değil, yok edilmeye karşı savaştık.

Tek ses, tek yürek olarak vatan için, bayrak için, istiklal için savaştık.

Elbet fırsatçılara karşı da savaşırız…