Yaşam

Cüzzam, orta çağda sincaplar arasında da yayılmış!

Orta Çağ İngiltere'sinde, kürk ticareti sadece moda dünyasını etkilemekle kalmadı, aynı zamanda beklenmedik bir sağlık sorununun yayılmasına da katkıda bulundu. İnsanlar arasında bilinen en eski bulaşıcı hastalıklardan biri olan cüzzam, sadece insanları değil, kızıl sincapları da etkiledi.

Abone Ol

Celal Topçu - Muhabir

Son araştırmalar, cüzzamın Orta Çağ İngiltere'sinde insanlar ve sincaplar arasında yayıldığını ortaya koyuyor. Bu araştırmalar, genetik analizlerin, o dönemdeki kırmızı sincapların insanlara benzer bir hastalık türü taşıdığını gösterdiğini belirtiyor.

Winchester'daki arkeolojik alanlarda yapılan çalışmalar, 900 ila 600 yıl önce yaşamış üç kişiden alınan örneklerle, 1.000 ila 900 yıl öncesine ait bir kürk çukurunda bulunan bir sincap kemik örneği üzerinde yoğunlaştı. Bu çalışmalar, cüzzamın insanlar ve sincaplar arasında bulaştığını gösteren önemli kanıtlar sağladı.

Dr. Sarah Inskip liderliğindeki Leicester Üniversitesi'nden bir ekip, bu bulguları Current Biology dergisinde yayınladı. Inskip, arkeolojik sincaplar ve insan kalıntılarında bulunan hastalık türlerinin, modern sincaplardan daha yakın ilişkide olduğunu açıkladı.

Araştırmacılar, cüzzamın yayılmasında kürk ticaretinin etkili olabileceğini öne sürdüler. İskandinavya ve diğer bölgelerden İngiltere'ye ithal edilen binlerce sincap derisinin, hastalığın yayılmasında bir faktör olabileceği düşünülüyor. Ayrıca sincapların evcil hayvan olarak yaygın olarak beslendiği Orta Çağ İngiltere'sinde, insanlarla doğrudan temas yoluyla da hastalığın yayılma olasılığı bulunmaktadır.

Bu bulgular, cüzzamın geçmişteki yayılma mekanizmalarını aydınlatmanın yanı sıra, günümüzde cüzzamla mücadelede de önemli ipuçları sağlıyor. Dr. Inskip, hastalığın belki de günümüzde de bazı hayvanlar arasında bulunabileceğini ve bu nedenle bu hayvanların yakından incelenmesi gerektiğini belirtiyor.

Geçmişte yaşanan bu olaylar, tıbbın ve hastalıkların sadece insanlar arasında değil, çevremizdeki diğer canlılarla da etkileşim halinde olduğunu gösteriyor. Bu da, geçmişteki tecrübelerin günümüzdeki sağlık sorunlarını anlamamıza ve çözmemize yardımcı olabileceğini gösteriyor.