Yeşilçam'ın usta sanatçısı olan ve 28 Haziran 2022'de 85 yaşında hayatını kaybeden Cüneyt Arkın'ın ilk eşinden olan kızı Filiz Cüreklibatır'ın, mirastan mal kaçırdıkları ve pay alamadığı iddiasıyla Arkın'ın ikinci eşi Betül Cüreklibatır ile 2 erkek kardeşi Murat Cüreklibatır ile Kaan Cüreklibatır'a açtığı davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmada davacı Filiz Cüreklibatır ile davalı Betül Cüreklibatır, taraf avukatlarıyla hazır bulundu.
''Eski eşim babasına hep ulaşmaya çalıştı, ancak hep zorluk çekti''
Duruşmada Filiz Cüreklibatır adına tanıklık eden eski eşi Yalçın Canlı, "Filiz hanımla evli olduğumuz dönemde, Cüneyt Arkın'ın şoförüyle irtibat halindeydik. Şoförü, Cüneyt Arkın üzerine yalnızca bir taşınmazın kaldığını ve diğer tüm malvarlıklarının devredildiğini ve dikkat etmesi gerektiğini eski eşime söyledi. Ben Cüneyt Arkın'a ait taşınmazların ne şekilde olduğunu bilmiyorum. 2009-2010 yılları arasında kızım iyi bir şekilde ata biniyordu. Dedesi de bu hususta kabiliyetli olduğu için, eşim de o dönem dede torun arasına girmememiz gerektiğini ve tanışmaları gerektiğini söyledi. Belirli bir süre sonra bu hususta babasına ulaşamadığını, ev telefonundan aradığında da eşi Betül hanımın açtığını ve sürekli Cüneyt beyin uyuduğunu söylediğini anlattı. Ben aradığımda Betül hanım, Cüneyt beyin haberinin olduğunu ancak görüşmek istemediğini söyledi ama ben kendisine inanmadım. Eski eşim babasına hep ulaşmaya çalıştı, ancak hep zorluk çekti" dedi.
Filiz Cüreklibatır ile babası Cüneyt Arkın'ın arasının 2010 yılına kadar pek iyi olmadığını ancak sonrasında aralarında sıcak ve samimi ilişki kurulduğunu hatırladığını söyleyen Canlı, ''Biz Filiz ile evlendikten sonra Cüneyt Arkın bir defa evimize gelerek bizi tebrik etti. Ben Cüneyt Arkın'ın kızına maddi olarak herhangi bir yardımda bulunduğunu ve herhangi bir mal verdiğini duymadım" şeklinde konuştu.
''O dönem Cüneyt Arkın'ın 3 adet film karşılığı 10 bin lira ücret aldığını hatırlıyorum''
Cüneyt Arkın'ın eşi Betül Cüreklibatır ve iki oğlu adına tanıklık yapan Nuri Alço ise ''Cüneyt'i ikimizin de Eskişehirli olması sebebiyle, sinemaya girmeden önce tanırım. Bana sormuş olduğunuz 2009 tarihli vasiyetnameyi bilmiyorum. Cüneyt sağlığında Levent'teki villasına birkaç defa gitmiştim. Villanın bahçesinde barfix, ağırlık aletleri ve yaylar olduğunu ve Cüneyt'in orada çalıştığını hatırlıyorum. Bunun dışında her yaz Silivri'deki yazlığına giderdi ve 1974 model Mercedes marka aracı olduğunu hatırlıyorum. Ben Cüneyt Arkın ile en son 1981 yılında 'Katiller de Ağlar' isimli filmi çekmiştim. O dönem Cüneyt Arkın'ın 3 adet film karşılığı 10 bin lira ücret aldığını hatırlıyorum. Bu parayla bir taşınmaz alınmayacağını iyi hatırlıyorum. Olsa olsa eski model bir araba parasına denk gelirdi. O dönemlerde Cüneyt Arkın, kayınpederi olmasaydı geçinmesi mümkün değildi. Eşi Betül hanımın yardımlarıyla evde figürasyon ekibine ve kavgacılara yemek dağıtırdı, bakar ve gözetlerdi. Bunlar için de masraf gerekirdi. Ben Cüneyt Arkın'ın Silivri ve Levent'teki evi ile bir arabası olduğunu biliyorum. Eşi Betül hanımın babasından gelen bir malvarlığı vardı'' diye konuştu.
''Kemal Sunal da öldükten sonra, eşinin başvurusu sayesinde telif hakkı kazanmıştır''
O dönemde aktörlerin tüm giysilerini kendilerinin aldığını, minibüslerle setlere gidildiğini belirten Alço, ''Cüneyt Arkın'ın telif hakkı ve geliri de söz konusu değildi. O dönem oyuncularından Kemal Sunal da öldükten sonra, eşinin başvurusu sayesinde telif hakkı kazanmıştır. Cüneyt Arkın, sinemadaki çalışmaları neticesinde birtakım ciddi sakatlıklar geçirmişti. Sigortası olmadığı için tedavi görerek tüm masraflarını ve sağlık harcamalarını cebinden karşılamıştır. Ben Cüneyt'in sürekli kortizon kullandığını ve masraflar yaptığını biliyorum. Sağlık problemleri yaşadığı dönemlerde de eşi ve oğullarının kollarına girerek ilgili yerlere giderdi. Tarık Akan'ın cenazesine dahi bu şekilde gitmiştir. Ben Cüneyt Arkın'ın eşi ya da oğulları tarafından herhangi bir şekilde baskı yapıldığını duymadım. Cüneyt'in vefatına kadar akli melekeleri yerindeydi. Her şeyi açıkça anlayabiliyor, konuşması iyi bir şekilde hayatını idame ettiriyordu. Son anına kadar baskı yoluyla algılamasının azaltılması ve kendisine baskı kurulabilecek bir algı olmadığını hatırlıyorum'' ifadelerini kullandı.
Ara kararını açıklayan mahkeme, Cüneyt Arkın'ın rol aldığı tüm yapımların reklam, film ve diziyle ilgili kurumlara yazı yazılmasına ve dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
''Yeşilçam'da, sinemada olan şeyleri anlattık''
Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Alço, ''Cüneyt Arkın'ın olayına tanık olarak geldik, kızıyla ilgili bir mevzu vardı orada şahitlik yaptık. Yeşilçam'da, sinemada olan şeyleri anlattık o kadar. Gayet iyi geçti, bir sorun yok'' ifadelerini kullandı.