Çocuklarımızın yalan söylememesi için ne yapmalıyız? Günümüzde çoğu ailenin ortak sorunu. Çocuklar yalan söylüyor, bildiklerini söylemiyor ya da bir başkasına suçu atıyor.
Sınavdan aldığı notu söylemeyen, bildiği hâlde 'daha okunmadı' diyen çocuklar. Karnesindeki notu değiştiren haylaz çocuklar. Tabii bu eskiden olurdu ya. Şimdi aileler çocuklar karneleri almadan görüyorlar.
Sınıfta yaşanan na hoş bir durum sonrasında, benim bir şeyden haberim yok, dediği hâlde sorunun ta ortasında duran öğrenciler.
Daha da küçülelim…
Kardeşinin yalanına ortak olan küçük çocuklar.
Abisi veya ablası için yalancı şahitlik eden küçük kardeşler.
Toplumun en küçük yapı taşı olan aile, bir bireyi iyi yetiştirmede birincil faktördür. Mutlu bir aile yapısı, saygının eksik olmadığı bir aile ortamı, yalanın dönmediği bir aile yuvası, çocukların da örnek aldığı aile yapısıdır. Çocuklar dünyada olup biteni bir kayıt makinesi gibi hafızasına alır. Öyle ki zamane çocukları elinde telefon ve tabletle tanışmasıyla bu süreci hızlandırır. Elbette ailede konuşulan yalan sözler çocuğu ileride daima bir yalancı yapmaz. Ama kötü örnek her zaman yanlış yapmaya yönlendirir. Çocuk çok da hoş olmasa da yalanı bir doğruymuş gibi kullanır. Yüzü kızıran vardır, yüzü kızarmayan vardır.
Aslında çocuklar bir yalan makinesi değil, bir doğruluk makinesidir. Rahmetli Barış Manço’nun 'Adam Olacak Çocuk' programında dediği gibi ‘Çocuktan al haberi’ söylemek istediğimizin ta kendisidir.
Çocukların yanında konuşulan her söz aslında bizi ileride ele verir. Çünkü o ileride konuşulanları harfiyen büyüklere anlatabilir. İçlerinde yalan olmadan. Bazen bir polisiye vakası bile onların söyledikleriyle çözülür. Emniyet mensupları bilir ki doğruyu çocuk söyler. Ancak işin içine çocukların yalanı girdiğinde sıkıntı çözülemez. Çünkü çocuk, yalanı, yaşadığı dünyasında bir doğruymuş gibi anlatır.
Çocuklarımıza yalanın kötü bir şey olduğunu iyi anlatmalıyız. İyi anlatmalıyız ki ileride sorun yaşamasın ve güvenilir bir insan olsun. Hem okul hayatında hem iş hayatında hem de kuracağı aile hayatında güvene dayalı doğru bir yaşamı olsun.
Çocuklar bizim aynamızdır. Onları parmakla gösterenler aslında anne ve babalarını işaret eder.
Pembe yalan diye de bir şey yoktur. Yalan, yalandır…
Yalan er ya da geç ortaya çıkar.
‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ der ya atasözü...
Artık yalancının mumu yatsıdan önce de sönebiliyor. Çünkü gelişen teknoloji, yalanı ortaya çıkarmada mahir işler yapıyor.
Yalanı ortaya atıp yaymak da var günümüzde. İletişim Başkanlığı, yalan haber-doğru haber diye her gün ‘Dezenformasyon Bülteni’ yayınlıyor, halkı bilgilendirmek için. Çünkü yalanı yalanlamak gerekiyor.
Allah (c.c.), yalan söyleyenlerden uzak eylesin!
Yeniden görüşmek üzere...