“Çocuklar da oruç mu tutarmış canım!”

Abone Ol

Her Ramazan sanki ilk defa söyleniyormuş edasıyla ortalığa saçılan zırvalar vardır: “Çocuklar da oruç mu tutarmış canım, ‘Aman doktora sormadan oruç tutmasın kimse’, Oruç tutmadı diye dayak yedi…” Şeytan amelden uzaklaştırmak için kıyamete kadar bu şekilde çalışıp işini yapacak. 1890 tarihli Mizan Gazetesi’ne baktım aynı şeyleri, aynı tonda, aynı dozda o zaman da konuşuyormuş insanlar. Biz gelelim “Çocuklar da oruç mu tutarmış canım” lafına. Tutar efendim. Çok da güzel tutarlar hem de… Çocukların tuttuğu orucun özel bir adı da vardır; tekne orucudur hani, duymuşsunuzdur… Tekne orucu şöyle tutulur. Çocuk ailesiyle birlikte sahura kalkar. Allah nasip ettiyse aile büyük aileyse yani dedeler, büyük anneler varsa onların yanına oturur çocuk. Canı ne istiyorsa yer, ne kadar istiyorsa yer. Dua edilir, sonra yüksek sesle niyet ettirilir çocuğa. Öpülür, koklanır, sevilir ve yatar çocuk. Çocuk öğle vaktine kadar oruç tutar. Ezanı bekler, öğle ezanı okununca orucunu açar ve tebrik edilip yemekler ikram edilir. İmkân varsa hediye verilir. Mümkünse cuma gününe denk getirilir tekne orucu. Cuma namazından sonra caminin avlusuna “tekne orucu” tutan çocuklar toplanır ve birlikte iftar ederler. Abdülhamid Han Hazretleri’nin cuma namazı çıkışında tekne orucu tutan çocuklara kendi eliyle iftarlık ikram ettiği, hediyeler dağıttığı aktarılır.

PEKİ ADI NİYE TEKNE ORUCU?

Aslında tenkiye orucudur. Tenkiye, künye, künyelemek yani kimliklendirmek demektir. Çocuğa İslami kimliği kazandırma anlamdadır. Tenkiye orucuyla çocuk, kendi kimliğini gerçekleştirmek için bir insanın en çok ihtiyacı olan iki şeyi kazanır irade ve dirayet. İrade sahibi çocuklar büyütmeliyiz, niyet etmeyi bilen, niyetinin arkasında sabreden çocuklar…