Önce BİMER vardı.
Başbakanlığın vatandaşlardan gelen ihbar, şikâyet ve taleplerinin toplandığı, çözüm üretildiği halkla ilişkiler biriminin adı BİMER; Başbakanlık İletişim Merkezi…
Sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi olan CİMER kuruldu:
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi.
CİMER de tıpkı BİMER gibi vatandaşın meselelerine çare arıyor. Şikâyetlerini değerlendiriyor.
Hatta CİMER, bakanlıklarla uyum içinde çalışıyormuş.
CİMER’den başlıklı kâğıtlarla gelen talepler, bakanlıklar tarafından çözüme kavuşturulup tekrar Cumhurbaşkanlığı‘na çözümle ilgili bilgi veriliyormuş.
Fakat!
CİMER ve BİMER’e internet üzerinden yapılan şikâyetlerde, doldurulması zorunlu olan bölümlerdeki isim ve TC numaralarının gizliliğine hiç ama hiç dikkat edilmiyor.
Deniliyor ki, şikâyet yapanın kimlik bilgileri elden ele dolaşıyor.
Hatta deniliyor ki, şikâyet yapan kimlik bilgileri deşifre olduğu için işinden bile olabiliyor.
15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünden hemen sonra FETÖ’cü kız kardeşini ve eniştesini şikâyet eden bir vatandaş, başına gelmeyen kalmayınca anlamış ki, son pişmanlık fayda etmiyor.
Şikâyeti CİMER’den valilik kanalıyla kız kardeşinin ve eniştesinin çalıştığı kurum amirlerine ulaştırılmış.
Kurum amiri gelen şikâyet üzerine idari soruşturma hazırlıklarını yaparak dosyayı yeniden valiliğe göndermiş.
Bir süre sonra karı kocanın evine polis baskını ve adli soruşturma…
Savcılık iddianameyi tamamlayıp dava açılır açılmaz, şikâyetçi deşifre oluyor.
Nasıl oluyor?
Çok basit.
Karı kocanın avukatı UYAP’tan dosya münderecatını indirince dosyaya eklenmiş şikâyetçinin adının soyadının ve TC kimlik bilgilerinin yer aldığı şikâyet formuna da ulaşmış oluyor.
FETÖ’cü olduğu için kız kardeşini dahi şikâyetten tereddüt etmeyecek kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sevgisi olan bu vatansevere yapılan baskıları hayal edebiliyor musunuz?
Aile huzuru kalmıyor, başka bir şehre taşınıyor, bir süre işsiz dolaşıyor.
CİMER ve BİMER bu ve benzeri şikâyetleri neden şikâyetçi kimliğini gizlemeden elden ele dolaştırıyor.
Kasıt mı var?
Valilikler neden şikâyetçi kimliğini gizlemeden şikâyet evraklarını direk ilgili kuruma gönderiyor.
İlgili kurum amirinin yapacak bir şeyi yok.
Gelen evrakları derleyip toparlayıp soruşturmaya hazır hale getirmekten başka.
Mahkeme dosyaya gizlilik kararı koyana kadar zaten evraklar karşı taraf avukatının eline geçmiş oluyor.
Böyle örnekler son yıllarda artmış durumda.
Artık kimse özellikle FETÖ hususunda şikâyette bulunmaya cesaret edemez hale gelmiş.
Veyahut getirilmiş.
Cumhurbaşkanı “Bunları nerede olurlarsa olsun şikâyet edin” diyor ama şikâyet edenlerin akıbeti, şikâyet edilenden beter oluyor.
Kimlik bilgileri elden ele dolaşıyor.
Bir ara, FETÖ/PD Yapılanmasının Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER ile Başbakanlık İletişim Merkezi BİMER’e de sızdığına dair haberler çıkmıştı.
FETÖ’nün BİMER ve CİMER’e sızarak şikâyetlerdeki iletişim bilgilerine ve yapılan ihbar, şikâyetlere ilk önce kendilerinin ulaştığı iddia edilmişti.
Tehlike büyük!