Bayrak, bir ülkenin egemenlik ve bağımsızlığının sembolü ve bunları gösteren birinci değerdir. Konumuz Türk bayrağıyla problemi olan siyasi partiler…
HDP mitinglerinde bile artık Türk bayrağı asılıyor. Samimiyetine inanırsın, inanmazsın o senin, benim bileceğim iş. HDP’nin toplum üzerindeki algısını ve mitinglerde Türk Bayrağı’na yönelik duruşunu biliyorsunuz.
Bir de Kılıçdaroğlu’nun “darbecilere özgürlük” mitinginde vatansever bir CHP’linin “bayrak imtihanını” anlatacağım şimdi. Onu da bir köşeye not edin. Sonra CHP’nin yaptığı ile HDP’nin yaptığını karşılaştırın…
HDP’yi aklamak gibi bir amacım yok. Sadece CHP’nin HDP ile küçük bir kıyaslamasını yapmanızı istiyorum…
Konuya girmeden bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Musa maskesi takmış bir Firavun, CHP maskesi altında bir FETÖ, Kemal maskesi ile gezen Cumhuriyet tarihinin en iyi kamufle olan bukalemunuyla karşı karşıyayız. O bukalemun Kılıçdaroğlu’dur!
Anlatacağım şey şu. Bildiğiniz gibi CHP’nin “darbecilere özgürlük” mitingine Türk Bayrağı alınmadı. Gelen birkaç vatansevere ise CHP’nin görevlileri şu uyarıyı yaptı; “Mitinge Türk Bayrağı getirmek yasak. Bunu ilan ettik. Şimdi Bayrağı bırakın. Miting alanına öyle geçin!”
Vatandaş haklı olarak itiraz ediyor: “Bu ne biçim karar. Türk bayrağından kim, neden rahatsız oluyor?”
CHP görevlisi, “Lütfen ortamı germeyin. Burada organizasyonu yapan bir komite var. Komitenin aldığı kararlardan biri mitinge hiçbir bayrağın getirilmemesidir.”
CHP’li bayrak sevdalısı kişi ses tonunu yükseltiyor; “Bu başka bir bayrak değil. Türk bayrağı. Bu bayrak onun bunun bayrağı mı?” CHP görevlisi, soruya ikna edici, makul ve mantıklı bir cevap veremeyeceğini biliyor. CHP’nin en iyi yaptığı şeyi yapıyor. Konuyu başka bir noktaya çekiyor: “Siz buraya provokasyon için mi geldiniz?”
Türk bayrağı ile Türkiye’de siyaset yapan, Türkiye’yi yönetmeye talip bir partinin mitingine Türk bayrağı ile gitmek ne zamandan beri “provokasyon” oldu?
CHP görevlisi ile bayraklı vatandaşın diyaloğunun görüntü kaydı bu kadar. Sonra yaşananları bilmiyoruz. Ama bayrakla miting alanına girilemediğini kesin olarak biliyoruz.
Bayrakla mitinge gelen vatandaşın, “Türk bayrağından kim, neden rahatsız oluyor?” sorusuna cevap veremeyen CHP görevlisi yerine biz o cevabı verelim. Organizasyon komitesindeki terör örgütlerinin temsilcileri rahatsız…
Türk Bayrağını miting alanına almayan CHP’nin; PKK, YPG, DHKP/C gibi terör örgütlerinin isteğini yerine getirdiği anlaşılıyor. Bu örgütlerin, “Siz Türk bayrağı getirirseniz, biz de kendi örgütlerimizin bayraklarını getiririz” restine boyun eğmişler.
CHP, bu örgüt taraftarlarının seçimlerde kendilerine oy vermesi karşılığında Türk Bayrağı’na sahip çıkmamıştır. Kılıçdaroğlu bilmelidir ki, Türk bayrağının CHP’nin sahip çıkmasına ihtiyacı yoktur. 15 Temmuz gecesi omuzuna aldıkları al bayrakla darbecilere direnen milletimiz o bayrağın en büyük ve en güçlü sahibidir. O bayrağa el uzatanlara milletimizin nasıl bir cevap verdiğini herkes biliyor.
Türk bayrağı olmadan aranan adalet, adalet değildir. Türkiye’de bir siyasi parti Türk bayrağı olmadan, geleni de kovarak miting yapıyorsa; o siyasetçi hangi bayrağı savunduğunu açıklamak zorundadır. Hangi bayrağın gölgesinde yaşamak istediğini mitinge gelen saf ve temiz niyetli vatandaşa anlatmalıdır!
Kılıçdaroğlu’na hatırlatmakta fayda var, bayrağın olmadığı yerde özgürlük olmaz. Milletin egemenliği olmaz. Aradığını söylediği adalet hiç olmaz. Çünkü bayrak, özgürlüğün, egemenliğin ve adaletin varlık sebebi, teminatı ve güvencesidir!
O zaman Kılıçdaroğlu’nun yaptığı, adalet aramak değil, terörün ülkemiz ve milletimize karşı yürüttüğü savaşa destek olmaktır. Ama bilsin ki, bu Millet, terör örgütleri ve destekçileriyle savaşmaya devam edecektir!
Hem de ellerinde Türk bayrağıyla!