Gündem

CHP’nin ‘İş Bankası’ vurgunu

Abone Ol

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Azerbaycan dönüşü, uçakta gazetecilere açıklama­larda bulundu. Erdoğan yıllar­dır süren ana muhalefet partisi CHP’nin İş Bankası’yla ilişki­sine dair eleştirilerde bulundu. Erdoğan, siyasi partilerin banka sahibi olmasının suç olduğunu hatırlatarak, “CHP’nin Kemal Paşa’nın üzerinden bir suisti­mal geliştirdiğini ve İş Bankası hisselerinin yüzde 28’inin sahibi olduğunu” söyledi. Erdoğan, “M. Kemal’in varlığı, bir siyasi parti etiketi altına giremez; girse girse hazineye girer” diyerek neşter vurulacağını kaydetti. İş Banka­sı’nda CHP’nin her dönem 4 yö­netici bulundurmasını eleştiren Erdoğan, burada anayasal bir suç işlendiğini, milletin parasının bir partinin etiketi altına girdiğini, sivil varlığın siyasallaştırıldığını söyledi. Öte yandan Erdoğan, Vakıfbank’ta da Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün hissesi olduğu­nu, bunun için de talimat verdi­ğini açıkladı. Buna göre; gelecek paralar, artık vakıf yatırımlarına kullanılacak.

‘MİLLÎ MÜCADELE’ HAKKI

Kurtuluş Savaşı günlerinde Hindistan’daki Müslümanlar’ın, bugün artık Pakistanlılar olarak ayrı bir devlette yaşayan insan­ların, bileziklerini, kolyelerini, küpelerini ve hatta altın dişle­rini sökerek Millî Mücadele’ye destek vermek için gönderdiği paralar, amacından saptırılarak kullandığı ifade edildi. Döne­min yönetimi, Pakistanlıların parasıyla İş Bankası’nı kurarak, bugünkü CHP’nin temelleri için kullandığı kaydedildi. Müslüman coğrafyadan gelen vatan müda­faası için kullanılacak paraların, kayıtlı ‘şahsi hisseler’ altına alınırken; daha sonra tek parti iktidarına, yani CHP’ye miras bırakıldığı belirtildi. Millî Müca­dele servetinin; o gün bugündür de farklı maksatlarla değerlen­dirildiği bildirildi. Pakistan­lıların bu ülkenin Müslüman Türk toprağı olarak kalması için gönderdiği 1,5 milyon Sterlin’le kurulan İş Bankası üzerinden CHP, yüzde 28 pay alarak hâlâ siyaset yapıyor. Çeşitli yollarla FETÖ ve terör odaklarının eline geçen paralarda, Pakistanlılar’ın hakkı olduğu öne sürüldü.