Türk siyasal hayatında değişmez bir gerçek vardır. O da CHP’nin hayatı boyunca normal yollardan iktidara gelememesidir. Olağanüstü koşulların sağladığı kısa dönemli olanaklardan ve anarşik olayların yarattığı şaşkınlık ve duygu ortamından da yararlanarak sürekli bir olağanüstü iktidar olma yolları aramıştır. Bu yolun kendilerinden başka heveslisi olmadığı için kısa zamanda desteksiz ve tabansız kalan, sağlam siyasal güçlere dayanmadıkları ve ülke gerçeklerini temsil etmedikleri içinde sık sık açık vererek halk ile ters düşen CHP her seçim arifesinde kendilerine yeni kodlar belirlemektedir. Bu Ecevit zamanında Ortanın Solu, Baykal zamanında 3. Yol ve Kılıçdaroğlu zamanında 3. Kol (el) olarak karşımıza çıkmaktadır.
Buradan eski CHP ile yeni CHP’yi mukayese etmeyeceğim. Zira aralarında zaten fark yok. Bugün sadece biraz daha makyajlı hepsi o. Gündemimiz İstanbul seçimleri. Ve bu seçim hepimizin bildiği gibi basit bir yerel seçim değil. Dünyanın da yakından takip ettiği evrensel bir seçim. Hal böyle olunca adaylardan ziyade parti ve ideolojilerin yarışı haline dönüşen bir seçimden bahsediyoruz.CHP’nin kendi adayını makyajlayıp sahaya sürmesi gerçek olan CHP’yi seçmene bir an için unutturdu. Ama sağ olsun CHP kendini unutturmadı.
Çok değil bundan birkaç yıl önce İslam’a ve Müslümanlar’a karşı olan sınıfsal ve kültürel kinlerini artık değişen Türkiye koşullarında sadece Suriyeli muhacirler üzerinden yaşatmaktalar. Eskiden dindarlara “İran’a dön, çağdaş görüntümüzü bozma” diyenler, şimdi her vesileyle mültecilere hücum ediyor. CHP İskilipli’den Şeyh Said’e; ezan ve Kur’an-ı Kerim engelinden başörtüsü yasakçılığına; Hamas’a İhvan’a Suriyeli muhacir düşmanlığına kadar net bir hattı temsil ediyor.
Gördüğünüz gibi CHP’nin bu hali dönemin şartlarına göre sadece kitlesel değişiklikler göstermektedir. Eskiden üniversite önlerinde başörtülü kızlara karşı polis barikatları kurup, manşetten hükümete karşı topyekûn savaş ilan ederlerdi. Şimdilerde Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’yi törpülemesiyle artık hedef Suriyeli muhacirler olmuştur. Dindarlara yönelemeyen öfke ve düşmanlık artık muhacirler üzerinden kendisini göstermektedir. Farkındayım bu konuya daldık meseleyi unuttuk.
Evet; CHP’nin makyajlayıp sahaya sürdüğü adayıyla kendisini unutturmak istemesi de sanırım başarılı olamadı. Eskiler bilir bakır tencereler vardı. “Çalma” tabir edilen, zehirlenmelere karşı içi kalaylanır, parlak bir görüntü verilirdi. Zamanla kabın kalayı dökülünce, tencere hem parlak görüntüsünü hem fonksiyonunu yitirirdi. CHP adayının “İt” hakareti, “ukalalık” yapma söylemi, “Sorular önceden verildi” yalanı, kibir ve tepeden bakan halleri kalayın dökülmesidir. Meydana indikçe imajı ve makyajı dökülüyor. Minibüsten uzanan o 3. Kol yanında olmadığı zaman CHP ve adayı çığırından çıkıyor. Hal böyle olunca CHP ve diğerlerin planları yine ellerinde patladı. Ne gerçek CHP unutuldu ne de adayı halka yutturuldu. CHP’nin kazanması ümmetin kaybetmesidir…