CHP’deki genel başkanlık savaşları âdeta Haçlı Seferleriyle yarışıyor. Hatta sekiz haçlı savaşını geride bırakarak adını tarihte en çok yaşanan savaşlar listesinde birinci sıraya yazdırmayı başardı.
Tabii bu sadece on üç yıldır CHP’nin başında on ikinci seçimini kaybeden Kılıçdaroğlu dönemine ait bir istatistik.
Kafanız karışmasın diye İnönü, Ecevit ve Baykal dönemindeki “koltuk savaşlarını” bu hesaba dahil etmedim.
Konunun trajikomikliğini bir yana bırakırsak gerçekten de dünya tarihinde görülmemiş bir durumla karşı karşıyayız.
CHP dünyanın en eski partisi olmakla övünürken, tarihte en çok seçim kaybeden ve en çok “koltuk savaşı” yaşanan parti olduğunu söylemiyor.
28 Mayıs seçiminden sonra da bizi şaşırtmayarak gelenekselleşen “koltuk” savaşına başladılar. Bir ay önce millete “kurtarıcı” diye sundukları genel başkanlarını devirmek için parti içinden ve dışından başlayan savaş her geçen gün yeni adaylar ve açıklamalarla alevleniyor.
Türkiye’nin umudu olarak sundukları ve propagandasını yapıkları Kılıçdaroğlu’nun şimdi CHP’yi yönetmekten “aciz” bir zavallı olduğunu iddia ederek istifasını istiyorlar.
Dün Türkiye’yi teslim etmek istedikleri adamı şimdi CHP’yi yönetmekten “aciz” adam diye yerden yere vuruyorlar!
Peki CHP’yi yönetmekten “aciz” birisine neden Türkiye’yi teslim etmek istediniz? Hani liyakat sahibiydi, hani büyük devlet adamıydı, hani demokrat dedeydi…
FETÖ’NÜN CHP OPERASYONUNDA İKİNCİ PERDE Mİ OYNANIYOR?
Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına FETÖ’nün Baykal’a yaptığı kaset operasyonuyla getirildi. Tüm seçimlerde de açıkça CHP ve Kılıçdaroğlu’nu desteklediler.
Ancak her seçimi CHP’nin başına getirdikleri Kılıçdaroğlu gibi aslında FETÖ de kaybetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28 Mayıs’ta seçimi kazanmasından sonra FETÖ’cülerin Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak “değişim” talep eden açıklamaları dikkat çekici.
FETÖ’nün CHP’nin başına geçirmek istediği isim kayıtsız ve şartsız İmamoğlu’dur. FETÖ’nün yayın organı STV’de yorumculuk yapan İmamoğlu ne de olsa onlar için eski bir “dost”!
Kılıçdaroğlu, parti içinden ve dışarıdan bir kuşatma ve saldırı altında…
Özgür Özel, Engin Altay, Tanju Özcan, Ali Mahir Başarır gibi parti içi isimler ve CHP’nin beslediği medya organları ile gazetecilerin saldırısı bir tarafta…
İYİ Parti’yi kurdurtan ve destekleyen Pensilvanya ile Akşener’in yoğun desteğiyle İmamoğlu’nu parlatan kuşatması bir tarafta…
Parti içinden, besledikleri medya ve gazetecilerden, FETÖ ile PKK’dan gelen tüm “istifa” çağrılarına rağmen Kılıçdaroğlu genel başkanlığı bırakmayacaktır.
İmamoğlu’nun kongrede Kılıçdaroğlu’na karşı kazanma şansı yok. İmamoğlu, FETÖ’nün operasyonel gücünü arkasına alarak Kılıçdaroğlu’nu devireceğini zannediyorsa yanılıyor.
Karşısında Türkiye’nin en güçlü lobisi olan “Alevi” dayanışması var!
Kasetle CHP’nin başına getirdikleri adamı devirmek isteyen FETÖ’nün elinde Kılıçdaroğlu’nu devirecek “gizli” bir materyal var mı bilemiyorum. Bildiğim, CHP’yi ele geçiren bu “mezhep” lobisi kolay teslim olmayacaktır.
Bu seferki genel başkanlık savaşı öncekilerden çok daha derin ve etkileri çok daha sarsıcı olacak. Hem CHP hem meydana çıkan adaylar hem de Türk siyaseti için…