CHP terör koalisyonunun neresinde?

Abone Ol

İstanbul’da yenilenecek olan seçimler hakkında AB ülkelerinden, ABD’ye kadar konuşmayan, Türkiye’ye parmak sallayarak tehdit etmeyen ülke neredeyse kalmadı. Aslında sadece yaşadığımız şu son birkaç hafta dahi, “beka, güvenlik merkezli siyaset” tartışmalarını bütünüyle bitirecek; ülkemizin gerçek bir varoluş mücadelesi verdiğini kanıtlayacak durumda.

“İBB seçimleriyle alakalı tavırlarını açıklayan son terör örgütü PKK oldu.”

Söyler misiniz, dünyanın hangi ülkesinde belediye başkanlığı seçimleriyle alakalı olarak bir terör örgütünün kanaati değer taşıyabilir? Bir ülkenin ordusuyla, polisiyle savaşan; hatta binlerce sivili gözünü kırpmadan öldüren bir terör örgütünün, savaştığı ülkedeki yerel seçimlerle ne alakası olabilir?

Ülkenizde CHP gibi bir ana muhalefet varsa olur. Hatta yönetiminde hakimiyet kuramadığı partisine, bölerek güç kaybettirmeye çalışan Türk milliyetçisi iddiasındaki bir yoldaşı da varsa..

PKK uzun bir süredir bağımsız “Kürt Devleti” kurma iddiasından vazgeçmiş durumda. Bunun gerçekleşmesinin en azından şimdilik mümkün olmadığını, Kuzey Irak referandumuna karşı bölge ülkelerinin tavrından ve ABD’nin bu konuda Barzani’yi yalnız bırakmasından anlamış görünüyor.

Onun için terör örgütünün tek bir hedefi var. İran, Irak ve Suriye’deki tüm bileşenlerini, hatta Ermenistan ve Yunanistan’daki refiklerini harekete geçirerek Türkiye’ye diz çöktürmek. Çünkü, Türkiye’nin Akdeniz’de varlık göstermesi, savunma sanayiinde yaptığı devrimler, TSK’nın asli hüviyetine dönmeye başlaması gibi bir süreç durdurulamazsa, emperyal güçlerin Ortadoğu’daki tüm planları çöker.

PKK bunun için önce Türkiye’de faaliyet gösteren ve içlerinde kimisi İslamcı kimlikleriyle bilinen küçük Kürtçü örgütleri kendi bünyesinde birleştirdi. Bunların esamesi okunmasa da, dindar görünüşleriyle PKK’nın İslam düşmanı imajına makyaj yapmaya yaradılar. Türkiye’nin Afrin’den çekilmesi ve Suriye’deki harekâtına son vermesi çağrısını da, bunların sözcülerin birisi olan Kürdistan İslami İnisiyatifi (AZADÎ) isimli oluşumdan Sıtkı Zilan’a yaptırdılar.

Daha sonra, Türkiye’ye karşı savaşan ne kadar sol terör örgütü varsa BÖG gibi çeşitli isimler altında birleştirdi. Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP), Türkiye Komünist Parti/Marksist–Leninist Konferans (TKP/ML), Marksist Leninist Silahlı Propaganda Birlikleri (MLSPB), Maoist Komünist Partisi (MKP), Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist (TKEP/L), Türkiye İhtilalci Komünist Birliği (TİKB), Devrimci Komünarlar Birliği (DKP), Devrimci Karargâh (DK) Proleter Devrimciler Koordinasyonu gibi örgütler bunların sadece bir kısmı ve bu örgütlerin hiçbirisinin ne Kürtlükle bir ilgisi var, ne de Kürt Devleti gibi bir amaçları.

Görüldüğü gibi, Türk kökenli sol terör örgütleri, İslamcı Kürtçüler, Türkiye’yi müstemleke yapmaya çalışan ve 10. yıl marşı eşliğinde “b.kunda boğul Türkiye” diyecek kadar alçalabilmiş Batıcı Kemalistler, PKK’nın şemsiyesi altında bir koalisyon kurmuş durumdalar.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze İlgezdi ile Sezgin Tanrıkulu’nun cenazesinde gözyaşlarına boğuldukları Aziz Güler isimli terörist aslında PKK’nın değil, PKK’nın şemsiyesinde hareket eden başka bir sol terör örgütünün militanıydı.

PKK’nın eş başkanı Bese Hozat’ın (Hülya Oran), İstanbul’da İmamoğlu’na oy verilmesi çağrısı yapması aslında “Kürtçü ayrılıkçılarla, Komünist sol ve Kemalist sol“un nasıl bir ittifak içinde hareket ettiğini gözler önüne seriyor.

Diyarbakır, Cizre ve Nusaybin’de teröre karşı yürütülen operasyonlar sırasında, “Devlete katil diyen” ve “Mehmetçiğin saldırılarını durdurmasını” isteyen sözde akademisyenler bildirisini kaleme alan ve kampanyayı başlatan da Hülya Oran’dı.

İşin artık tuhaf olmayan yanı, Nişantaşı, Beşiktaş ve Kadıköy’ün lümpen solcularının, kendini aydın ve sanatçı diye pazarlayan güruhun bir terörist başının metnine imza atmak için seferber olmasını normal karşılayacak duruma gelmemiz.

CHP ve küçük yoldaşı artık karar vermek zorunda. Ya içine sürüklendikleri bu terör sarmalına direnecekler. Ya da, “vatan, millet, devlet” gibi kavramları terk ettiklerini açıktan söyleyip, en azından bu oyunu sürdürmeyecekler. Ondan sonrasına Kandil ya da Pensilvanya karar verir zaten.