Allah bana bir empati yeteneği vermiş ki anlatamam!.. Bu empati yeteneği, çoğu zaman beni yiyip bitiriyor. CHP’nin özellikle seçimlerden sonraki hâlini görünce o kadar çok üzülüyorum ki!.. Halimi, üzüntümü anlatmaya ne kelimeler kifayet eder ne zaman yeter ne de gazetedeki 3.000 vuruşluk -hem de boşluksuz- köşe müsaade eder.
İnsanım diyen kişi, nasıl üzülmez CHP’nin hâline? Düşünün ki siyaseten kârlı çıkmak ve kendine siyasi arenada alan açmak, pay çıkarmak için nasıl bir manevra yapsa, nasıl bir hukuksuzluğa imza atsa dönüp dolaşıp o yaptıkları, bir bumerang gibi kendini vuruyor.
Çok uzağa gitmeyeceğim, zira yerimiz dar…
28 Şubat sürecini, hukuksuzluklarını koşulsuz desteklemesi, aktörlerini partilerinden milletvekili yapması ve bu sürece tepki gösteren milletin iktidara getirdiği kadrolar karşısında hep çaresiz kalıp daha sonra aynı milletten oy alabilmek için kıvrım kıvrım kıvranması…
İnsan, bu durumu gördükçe çok üzülüyor(!) tabii çoookkk!..
Asıl konuyu cumhurbaşkanlığı referandumuna getireceğim. Bu sitem değişiminin taşlarını döşeyen, sürecin yönetim sistemi değişimine kadar gitmesine vesile olan kim? Tabii ki CHP!..
Hatırlayın 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimini!.. O zaman 367 garabetini ortaya atmasalar cumhurbaşkanı sorunsuz bir şekilde seçilecek. Ama duramadılar, kendilerinin onayını almayan, kendilerinden olmayan bir cumhurbaşkanını engellemek için akla hayale gelmedik senaryolar ürettiler, hukuksuzluklar yaptılar.
AK Parti ne yaptı? CHP’ye rağmen MHP’nin çözüm odaklı yaklaşımıyla hem cumhurbaşkanını seçti hem de daha sonraki cumhurbaşkanlarının halk tarafından seçilmesini referanduma sunarak millete kabul ettirdi. Bu olay, CHP’nin cumhurbaşkanı seçebilmesini neredeyse imkânsız hâle getirdi. Yani anlayacağınız, CHP kendi kalesine gol atmış oldu. Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan da oldu.
Daha sonra ise hem cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi hem de başbakanın halk tarafında seçilmesinin bazı sakıncaları beraberinde getirdiği görüldü. Mevcut sistemin eskiden beri başta darbeler olmak üzere birçok sıkıntıya yol açtığı da görüldüğü için yeni bir yönetim modeli üzerinde çalışmalar başladı. Nihayet cumhurbaşkanlığı sistemi, milletin onayına sunularak kabul edildi. Bundan sonra CHP’nin cumhurbaşkanı seçebilme ihtimali tamamen mümkünsüz hâle geldi doğal olarak. CHP’de bunu gördüğü için şu anda yapabileceği her hukuksuzluğu yapıyor, çıkarabileceği her türlü kaosu çıkarmaya çalışıyor. Düşünün ki YSK kararlarının kesin olduğunu ve mahkemelere götürülemeyeceğini ortaokul öğrencisi dahi bilirken CHP yine hukuku gukuk hâline getirme peşinde koşuyor. Seçim sonuçlarını Danıştay eliyle iptal ettirmeye çalışıyor, AYM’ye götürüyor. Bu CHP hiç uslanmıyor. Sonuç alma ihtimali yok, Türkiye 2007’deki Türkiye değil, ama diyelim ki 367 saçmalığına benzer bir kararla referandumu geçersiz kıldırdı. Ne olur sizce?
Ben söyleyeyim: Seçim olur, AK Parti rekor oy ve milletvekiliyle yeniden gelir. Yeni düzenlemelerle CHP’siz bir siyaset dizayn edilir.
Peki, bu durumda CHP için üzülmez mi insan? Yaptığı her hukuksuz ve ülkeyi kaosa götürecek icraat dönüp dolaşıp kendini vuruyor. Millete gidiyor, millet sinesini açmaktansa silleyi vuruyor. Mahkemelere gidiyor eskiden olduğu gibi hukuksuz kararlar aldıramıyor.
Gel de üzülme CHP’ye ve CHP’lilere!..