Cezanın varoluş sebebi caydırıcılığındadır

Abone Ol

Bu zamandan sonrasının nasıl olacağını konuşmak için bu zamanda ne olması gerektiğini konuşmak gerekir. Tüm ülke topyekûn kınama, tel’in etme ve fiilen karşı durma yarışında. Evet. Bu takdire şayan bir durum ve fakat yeterli mi? Kesinlikle hayır! Mevzunun kökünü kurutmak ve bir daha asla dedirtebilmek için siyasi irade atması gereken adımları hızla atıyor. Bir vatandaş olarak şahsen ben OHAL dahil sonuna kadar destekliyorum.

Öncelikle darbe girişiminin tamamen sonlandığı gafletine düşmeden belki sadece askeri kanadın bertaraf edildiği sivil tarafın ise Haşhaşi yönü itibariyle halen ciddi şekilde kuvvetli olma ihtimali üzerinde iyice durulmalıdır.

Önemli olan örgütün nasıl bir yapılanma içinde olduğu, üyelerinin kimler olduğu ve bunların hangi fiiller etrafında birleştikleri hususundaki tespit çalışmalarından sonra bunlara gereken cezai müeyyidenin uygulanmasıdır. Eğer cezai müeyyide uygulanmaz ise dönbaba dönelimden başka bir sonuç elde edemeyiz.

Yapılan çalışmalarda gerçek ve kesin delille tespit edilmiş örgüt üyelerinin bekletilmeden cezalandırılması gerekir. Bu işlemler esnasında cezanın mutlak caydırıcı özelliği işletilmeli ve asla taviz verilmemelidir. Cezanın caydırıcılığı hususunda kısas en adil yöntemdir. Ancak şartlarını, rükünlerini doğru şekilde uygulamak adaletin tesisini açısından çok önemlidir.

Dışarı aktarım seri bir şekilde yapılmalı ve dünya kamuoyu net olarak bilgilendirilmelidir. Cumhurbaşkanımızın uluslararası medya kuruluşlarına verdiği mülâkat bu bakımdan çok önemlidir. Bu bilgilendirmelerin doğru eller ve kaynaklar aracılığı ile yapılmasının önemini ise Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in Reuters’e verdiği demeçte gördük. Reuters gibi Türkiye karşısında yayın yapmayı tercih eden kaynaklar bir şekildi verilen demeci yanlış tercüme ederek farklı emeller peşine düşebilmektedirler.

Fakülte dekanları örneğinde olduğu gibi devletin belki de tüm birimleri benzer uygulamalar yapılarak sıfırdan inşa edilmeli. Her alana sızmış olan Haşhaşiler’in kökten kazınması ve sıfırdan başlayarak güçlü bir devlet olarak yola devam etme noktasında atılacak adımlar çok önemlidir. Sonraki süreçte ise işi ehline verecek liyakatin gözetildiği bir ortam oluşturulmalı, hiç kimsenin kimseye gebe olmadığı bir görevlendirme ile devlet yeniden kurulmalı, kurgulanmalı…