İslâm dini bir evlâda, ömür boyu ana babasına karşı iyilikle muamele etmesini öğütler. Hayatı boyunca ebeveynine, özellikle de annesine karşı onun gönlünde en ufak bir hüzne sebebiyet verecek yüz ifadesinden, tek biz sözden dahi men eder. O derece ki Allâhu Teâlâ ve Rasûlünün (s.a.v.) rızâsı annenin rızasına, Allâhu Teâlânın gadabı da yine annenin gadabına bağlıdır. Bu anlamda bizlere konunun önemini beyan eden yüzlerce Hadis-i Şerif ve Âyet-i Kerime mevcuttur. Peki özellikle merak edilen Cennet annelerin ayakları altındadır Hadis-i Şerifi ne demek? Annelerle ilgili Ayetler ve Hadisler nelerdir? Konuya ilişkin bilgileri metnin devamından okuyabilirsiniz.
Cennet annelerin ayakları altındadır Hadis-i Şerifi ne demek? Annelerle ilgili Ayetler ve Hadisler
Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’in, Cennet’in annelerin ayakları altında olduğu mealindeki Hadis-i Şerif’inin Arapça yazılışı ve okunuşu şöyledir;
‘الجنة تحت أقدام الأمهات’ / El-Cennetü tahte-akdâmi’l-ümmehât / Cennet annelerin ayakları altındadır. [Nesâî, Cihâd, 6]
Mezkur Hadis-i Şerif ne anlama gelmektedir?
Yukarıda yazılı Hadis-i Şerif, tüm annelerin sadece anne olduklarından dolayı Cennete girecekleri anlamını taşımamaktadır. Daha çok, bir evlat için âhiret saadetini kazanmanın yolunun anne rızasından geçtiğini beyan etmektedir. Kişi, ana babasına dine aykırı olmayan konularda asi olmuş, onları rencide etmiş ise; ana babasının rızasını almadıkça yaptığı amellerinin mükafatını göremeyeceğini, anne rızasının adeta Cennet-i A’lâ’nın önemli bir anahtarı olduğunu ifade etmektedir.
Kişinin annesi İslâm üzere olmasa dahi, onun şahsi ihtiyaçlarında hizmetini görmek, saygıda kusur etmemek ve dine aykırı olmayan isteklerini yerine getirmekle mükelleftir. Annesini hatalarından dolayı yargılayamaz ve onu cezalandıramaz. Ancak yumuşak sözler ile iyiliğe ve güzelliğe teşvik edebilir.
Allâhu Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur; Bismillâhirrahmânirrahîm
‘وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۜ اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَٓا اَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَٓا اُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَر۪يماً’
‘Ve kadâ rabbüke En-lâ-ta’büdû illâ iyyâhü, ve bi’l-vâlideyni ihsânâ, immâ yebluğanne indeke’l-kibera ehadühümâ ev kilâhümâ fe-lâ tekul lehümâ üffin ve lâ-tenherhümâ ve kul-lehümâ kavlen kerîmâ’
‘Rabbin şunları kat’î fermân buyurdu: Ondan başkasına ibâdet etmeyin, ebeveyne güzellik edin, ya birisi yâhud ikisi de yanında ihtiyarlık haline gelirse, sakın onlara ‘Üf’ deme ve onları azarlama! İkisine de ikramlı söz söyle!‘ buyurmaktadır. [Sûre-i İsrâ, Ayet:23]
‘Üf’ demek muhatabı incitici sözlerin en hafifi olarak bilinmektedir. Ana babaya hiçbir şekilde kırıcı bir söz ve yüz ifadesi dahi kullanılmaması bu Nass-ı Şerif ile emredilmiştir.
İslâm dininde bir kimse aklı ermeye başladığından itibaren ana babaya saygı ve hürmet, vefatlarından sonra da ardından hayır dua ve gücü yettiğince hayr u hasenat yapmakla mükelleftir. Ana babaya karşı sorumluluk hiçbir zaman dilimi ile sınırlandırılmayacak kadar önemli olup aklı başında olduğu ve ömrü devam ettiği sürece onların hayatlarında ve mematlarında memnun edebilmek için gayret gösterilmelidir.
Anne hakkında bazı Hadis-i Şerifler;
-‘Allâhu teâlâ size, annelerinize itaatsizliği… haram kılmıştır.’ [Buhârî, Edeb, 4]
-Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Efendimiz, ‘Yâ Rasûlallâh! Kime iyilik yapayım?’ diye üç kez soran bir sahabiye, üç defasında da, ‘Annene!’ cevabını verdikten sonra dördüncü kez sorduğunda da babasına iyilik yapmasını öğütlemiştir. [Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1]
-Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Efendimiz, ‘Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?’ diye üç defa sordu. Üç defasında da ‘Evet bildir, Ey Allah’ın Resulü!’ diye cevap veren Ashâb-ı Kirâm’a, bunların sırasıyla; ‘Allâhu Teâlâ’ya şirk koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek.’ olduğunu beyan ettiler. [Buhârî, Edeb, 6]