Cemaatler ve Arakan

Abone Ol

Değerli Dostlar;

Son günlerin önemli iki konusu var, birisi içeride yapılan algı operasyonları ile “Cemaatler Meselesi” diğeri ise “Arakan”.

Cemaatler Meselesi

Cemaatler kapatılmalı diye ortalıkta dönen mesajları gördükçe konuya duyarsız kalamadım. Öncelikle İslam’da cemaatleşmenin tam karşılığını bilmek, bunu tam idrak etmek gerekiyor. Bilmeden yazan çizen kişilerin önce cemaatleşme nedir bunu öğrenmelerini tavsiye ediyorum.

Ülkemizde cemaatleşme adı altında dini duyguları sömürerek istismar eden, bu yolla haksız kazanç sağlayan çok sayıda cemaat olmuştur. Bunlar varlıklarını her dönemde de devam ettirmiş, her dönemde de devam ettireceklerdir. Burada bize düşen, sapla samanı birbirinden ayırma. Bütün cemaatleşmelere (beraber olan insan grubu) aynı bakmak sığ ve cahil bir bakış açısından öteye gitmez.

Cemaat olmak Yüce Allah ve Hz. Peygamber (s.a.v) yolunda ilerlemektedir. Burada tek başına olmakla 1 milyon kişi olmanın bir farkı yoktur. Birlikten her daim kuvvet doğar.

Bugün dünyadaki Müslüman âleminin düştüğü duruma bakıldığında “Bütün Müslüman Ülkeler Cemaatleşse” beraber olsa, birlik olsaydı, bugün Müslümanlar dünyanın her yerinde böyle zulüm altında yaşamak zorunda kalmazdı. Bunu da düşünelim!

Son dönemde oluşturmaya çalıştıkları algınında farkına varalım, bizi birileri birbirimize düşürüp, dine hizmet eden samimi gruplarında halk tarafından zayıflatılıp dışlanması için uğraşıyorlar. Bu ucuz zihinlerin oltalarına düşmeyelim!

Arakan

Arakan günlerdir ciğerimizi yakıp duruyor. Dünya resmen bir vahşeti ve katliamı sessizce izliyor.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Arakan” için dünyayı ayağı kaldırması Müslüman âlemi için önemli bir harekettir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Arakan için verdiği mücadele dünya insanlık tarihi için çok önemli bir sonuçtur.

Bütün İslam ümmeti kör, sağır ve sessiz kalmasına rağmen, Türkiye’nin bütün dünya Müslümanları için “Osmanlı” tavrı ile elinden geleni yapmaya çalışması şahsım adına büyük bir mutluluktur.

Bugün ona yarın bize, bu dünya böyledir. Bugün düşenin elinden tutmazsak yarın biz düşersek kim bizim elimizden tutacak. Biz ekmeğini paylaşan bir milletiz, bu toprakların bugün bu dik duruşunun en büyük vesilelerinden birisi; Ülke olarak ümmeti Müslümanın yanında manen ve madden yer almamızdır. Bu toprakların zekâtı da ancak bunu gerektirir.

Dualarını eksik etmeyen, tepkisini koyan herkesten Allah Razı Olsun.

Üstat Ebu Ali ed- Dekkak’ derki: “Hakkı söylemeyen/haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır.”

SON CÜMLE, EZ CÜMŞE, NET CÜMLE, CAN CÜMLE OLSUN…

Şunu söylemekte fayda buluyorum. Tek bir kaynaktan veya tek bir kitaptan bir konuyu okuyup, veya tek bir medya, basın, yayın ile beslenmek vücutta ciddi tahribatlar oluşturur. İnsan hem sağına hem de soluna bakıp, çerçeveleri geniş bir hayata açılması gereklidir.

Her açıdan geniş bakabilmek, sabit fikirli olmamak, önce dinlemek, sonra düşünmek ardından konuşmak gerektiğine inanıyorum. Ülke insanı olarak gerginlikleri bir kenara bırakıp, birbirimizi anlamamız ve siyasi kavgalara son vermemiz gerekiyor. Bu ülkede geçmişte yaptıkları gibi bugünlerde de sürekli bizi birbirimize fikren, zihnen ve çevresel düşürüp, köşe başlarından kavgalarımızı izlemekten keyif atan birileri var. Bu birileri sürekli bunun gayreti ile çalışmalarına devam ediyor.

LÜTFEN; Her duyduğumuza , her okuduğumuza, her dinlediğimize inanmadan önce “ Araştıralım, Öğrenelim, Okuyalım”..