Çek bir bol yalanlı cehalet üstü kötü niyet…

Abone Ol

Bir sıkıntınız var, mahkemeye başvurdunuz ve davanız sonuca bağlanıyor. Hakim size bu kararı nasıl ifade ediyor? ‘’Yüce Türk milleti adına, vs…

Nasıl yani, hakim bey kendi kafasından mı bu hüküm ve kararı veriyor? Asla, öyle olsa Yüce Türk Milleti adına ne demek?

Hakim, savcı, avukat, müddei, sanık, tanık vs. Hukuk alanında adı geçen kim varsa usul ve esasa ilişkin yargılama yöntem ve cezalarını TBMM belirliyor, yaptığı yasa ve yönetmeliklerle. Peki TBMM bu yasama faaliyeti yetkisini kimden alıyor ve insanların yaşamlarına ilişkin kanunlar çıkararak mahkemeleri yetkilendiriyor?

İşte demokrasi hazretleri burada devreye giriyor. Bir temsil yöntemi olarak halktan aldığı yetkilerle -seçilmek- parlamentoda çoğunluğu temsil edenler halkın genel yaklaşımını -kendileri gibi düşünmeyenleri temsil eden partilerin de hassasiyetlerini ilgili komisyonlarda dinlemek suretiyle göz önünde bulundurarak- ülkenin meselelerine ilişkin her türlü yasaları çıkarıyorlar ve uygulanmak üzere ilgili bakanlıklar hiyerarşisi ve bürokrasinin emrine sunuyorlar. Ya da buna benzer yöntemler…

Demokrasi, insanlığın en güzel teknik icatlarından biridir. Bazılarının asla bu yöntemle iktidar olamayacaklarını bildikleri için kopardıkları gürültü ve çıngarın asla bir karşılığı yoktur. Mahkemede sanık ya da suçluyu yargılayan otorite gücünü kimden alıyorsa, siyasi otorite de aynı o merkezden, yani yüce milletinden alır yetkilerini.

Ha bu iktidar, bu yetkiyle benim hoşuma gitmiyor. Ben bunları sevmiyorum, bana hitap etmiyor deyip çeşitli siyasi özlemler içine giriyorsan önce halkı ikna edecek ve seçimlerde başarılı olacaksın. Taksim, Cihangir, Asmalı Mescid, Nev-i Zade ve Çiçek Pasajı’nda ne istediğini bile bilmeyen dumanlı kafaların emrinde bir ülke ve halk yok burada. Bizim maceramız çok daha derin. Sizin o aşağıladığınız tesettürlü ve çarşaflı analarımız var ya! Aslında sizin de iyi olmanız için dua ediyor.

Demokrasiye bile inanmıyorsunuz artık. Bu denli ruhlarınız ve insanlığınız yerle bir. Projeniz ne kardeşim? He iktidarı size verdik, ne yapacaksınız? Sağlayacağınız katma değer nedir insanlığa ve Türkiye’ye?

Çoluk çocuğumuzu rahatsız etmedikleri ve toplumsal bir kaosa neden olmadıkları sürece. Ağaç, çevre, barış, çiçek, böcek adlarını zaten ağzınıza almayın. Ve sakın yalandan Kürt’lerin hakları edebiyatı yapmaya kalkmayın, çoğunuz düne kadar “En iyi Kürt, ölü Kürt” diyebilen ırkçılardınız. Ermeni ve Rum arkadaşlarımız hakkında sakın konuşmayın, en büyük imkânlara bu dönemde kavuşmuşlardır.

İçki yasaklanıyor, ülke şeriata gidiyor- gerçi artık El Kaide, IŞİD’çi yaftası daha kullanışlı bugünlerde-üzerinden goy goy yapmaya sakın ama sakın kalkmayın! 2002 yılında bu ülke de satılan 4 rakı markası vardı. Şimdi 35! 90 TL altında viski içilemezdi, şimdi her marka viski var ve çok daha ucuz. Zira artık devlet alkol işinden çıktı ve hepsi özel sektörde.

Bunlar işin hikâyesi, sen ağabeyim, kardeşim, evladım, yeğenim, ne istediğini bilmeden ve üstelik tarif bile edemeden bu çakalların dümen suyunda yüzmeye devam mı edeceksin, yoksa özüne dönüp bu ülke için üretmeye ve evlatlarının daha müreffeh ve güvenli bir Türkiye’de yaşaması için gayret mi göstereceksin?

Halkınla -ve güya onlar adına- savaşacak mısın; yoksa milletinle barışıp yücelmesi için emek mi sarf edeceksin?

Meşruiyetini halktan alan bir partinin belirlediği milletvekili adaylarına karşı yalan, dezenformasyon ve iftira ile yürütülen emperyalist nefret merkezli oyunların piyonu mu olacaksın; yoksa bunların farkında olarak ülkenin hayrı için mi çalışacaksın?

Siyasi görüşün milleti ikna edip seçilemediğinde onlara sövme kolaylığına kaçıp teröristlerden medet mi umacaksın; yoksa nerede hata yapıyoruz diye kendini mi hesaba çekeceksin?

Aslında soru tam anlamıyla budur.

Selâm ve duayla.