Çalınan maddi şeyler mi yoksa çok şey mi?

Abone Ol

Hayatı müsvedde şeklinde yaşıyoruz.  Çoğu zaman temize çekmeye fırsatımız hiç olmuyor.

Aslında bugün bu sütunlarda farklı bir yazı yer alacaktı. Fakat yazıyı yazdığım laptop Ankara’da arabamın içinden çalındı ve hazırlamış olduğum yazı da laptop ile birlikte çalınmış oldu Giden sadece bir veya birkaç köşe yazısı olsaydı keşke.

30 yılı aşkın süredir oluşturduğum yazılar ve görsel arşiv; İki tanesi neredeyse bitmiş olan beş ayrı kitap çalışmam da çalınmış oldu.

Belki diyeceksiniz ki “insan her ihtimale karşı yedeklemez mi?”. Ben de harici belleklere yedeklemiştim. Gelin görün ki onlar da çantada idi.

Belki görünüşte basit bir hırsızlık gibi görünse de bu tip olaylar herkes için çok farklı anlamlar taşıyor. Çalınan bir laptop ile birlikte gelecek nesillere aktarılması planlanan tüm geçmiş birikimde hırsızın marifeti ile havaya uçmuş oluyor.

Olay tam da eşim ve çocuklarımla “suç ve ceza orantılı olmalı” tartışması yaptığımız günden birkaç gün sonra olunca ilk anda hissettiğim ve dışa vurduğum duygularıma istinaden bana hani “suç ve ceza orantılı olmalıydı” sözümü hatırlattılar.

Her şey maddi değerden ibaret değil. Sadece giden bir not defteri bile sahibi için eşsiz anlamlar taşır.

15 Temmuz gecesi Polatlı’daki Füze Tugayı’ndan Ankara’ya gitmekte olan ve Yapracık Bayırı mevkiinde durdurulan Füze rampalarının bizzat çektiğim çoğunluğu hiçbir yerde yayınlanmamış bu davada müdahil olarak sunacağım henüz hiçbir yerde yayınlanmamış resim ve videoları da vardı.

Çantada bir de iyi sayılabilecek bir fotoğraf makinem vardı.  Hırsızın diğer aldıklarının doğru dürüst maddi değeri bile yoktu. Fotoğraf ve videolarda neler yoktu ki?

Geçtiğimiz yıl 28 Şubatta Diriliş Postası’nın 1. yılı münasebetiyle Şanlıurfa Akçakale’deki Süleyman Şah misafir kampında Suriyeli muhacir kardeşlerimizle kucaklaşma programımız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılmış olduğu İstanbul Sinan Erdem’deki Önder Gençlik Şöleni, ÖNDER Adıyaman ve Kahramanmaraş İmam Hatipliler Kurultayı ve o yöreye has fotoğraflar, Türkiye’nin dört bir yanında geleceğe aktarılmak için kayıt altına alınan görseller… Türkiye’nin geçmişine ışık tutabilecek onlarca farklı yazı ve dosya…

Yani sizi anlayacağınız saymakla bitmez. Tabi bunların hiç birinin hırsız veya hırsızlar için bir önemi yok.

Sizin maddi olarak trilyonlara değişmeyeceğiniz şeyler onlar için hiçbir değer ifade etmez. Diğer bir deyişle lüzumsuz ıvır-zıvır şeyler. Manevi olarak değeri ölçülemeyecek olan; 5-10 bin liralık maddi değer olan bu şeyleri 50-100 liraya satarsa mutlu bile olur.

Aslında çalınan hayalleriniz, geçmişiniz ve gelecek nesle aktarılacak olan koca bir arşiv. Görünüşte adi bir hırsızlık vakası ama başına gelen için çok fazla anlamlar ihtiva eden çok şey.

Ne diyelim yine de hayırlısı. Tek temennim Etimesgut Polis Karakolu’nun çalınan eşyalarımı ve bilgisayarımı bir an önce bulması.

Hemen her gün yüzlerce kişinin başına gelen bir olay sizin de başınıza geldiğinde olayın vahametini anlayabiliyorsunuz. Ateş düştüğü yer yakar misalinde olduğu gibi…