Çakma Dostluk Pazarı….

Abone Ol

Değişik bir yazı olabilir, yada değişimden esinlenen.. Duygu ve birikmişlikleri anlatacağıda kesin.. Sanallığı geçip sahi ve sadeliğe değeceğide net..Ondan başlığın kusura varsa bendendir…

Konu dostluk olmuştur bu hafta… Hani şu ağızlarda “kardeşim,kankam,canım,ciğerim,kan kardeşim” gibi kelimelerle bezenen, o ağır anlam o derin makam.. dostluğu yazacağız.

Önce herkes kendisini yenilesin, etrafına ve geçmişine bir baksın, var olan halini düşünsün ve hayatında dost tarifine oturan birileri varmı, varsa evet bir dostum var deyip yazıya başlasın..

Malum insan bildiği ve bilmedikleri arasında gider gelir. Bilmediği kadar rahat ,bildiği kadar sorumlu yaşar hayatı…

Bu hafta gerçek dostlara karşı esas duruşumu bozmadan, çakma dostluklara bulaşmak istiyorum.

Kendimi sizin önünüze yada yanınıza koymuyorum, kendimde hayatıma şöyle derin ve heybetli bakıp, çevremdeki gereksiz insanların farkında yaşayanlardanım. Zaman ve şartların bir araya getirdiği, hani aynı sokakta buluşmak, aynı mahallede oturmak muhabbeti vardırya, birazda o muhabbet gibi sırf şartlar ve şemalin verdiği kısıtlı zamandan dolayı, tercih ettiğin değilde var olan atmosferde en zararsızının hesabını yaparak birilerini hayatımıza sokmuşuz. Yada sokmak zorunda zorunda kalmışız..

Ekmek derdi ile  düşmüşsün şehirlerin koca kalabalığına, köydeki namussuz burada itibar görmüş, köydeki derviş ise burada itibar görmüyor. Mesele şartlar ve ekmek derdi, karışmış herşey birbirine.. Sende bu karmaşanın göbeğinden dalıyorsun meseleye. Etrafında dünya kadar insan, her biri başka ve değişik, iyi taraflarını arıyorsun, iyi tarafları aramaktan bir süre sonra vazgeçip, sadece zararsız olsa kafi diyip, şükür edecek taraf arıyorsun. Ve zaman ve şartların ortasında en münasip kısmetinle dost tarifinin kalıbına girmeye başlıyorsun…

Tabi önceside var; Varlıklı olan ile olmayan sınıflar ayrılır, denkler birbirini bulmaya,güzel ile çirkin ayrışmaya, gerekli ve gereksizin hesaplarının yapılması,fakir,zengin, varoş,eğitimli falan filan derken değişik kurallar seti neticesinde en münasip çiftler dostluk adı altında buluşur. Aslında kimse kimsenin yarasına üflemek için yara aramaz, yanlız kalmayalım, muhabbet gırgır şamata olsun diye insan arıyor etrafına. Yukarıda söylemiştim ; “ İnsan bilmediği kadar rahat, bildiği kadar sorumlu yaşar hayatı” diye. Eğer ağzına gerçek dostluğun tadı bulaştı ise, yada o ortamlarda büyüdünse “sen dost ararsın”, ancak gerçek ile sahtesinin arasındaki farkı bilmiyorsan, adına domates dediğin hormonlu seralı o güzel görüntülü tatsız şeyi “domates” sanırsın.. Misal böyledir insan neyi biliyorsa odur, neyi arıyorsa odur.

Peki biz niye çakma diyoruz, bildiğimiz dudağımıza değen lezzetinin farkında olduğumuz için elimize domatesi uzatıp bu güzel dediklerinde biz gerçek ile hormonluyu hemen ayırabiliyoruz. Bundan zorumuz denilen bir yer varya işte oraya diğerlerine göre daha çok “gidiyor!…

Yanisi gerçek ile müsanip arası giden gelen ilişkilerin adları ne yazık dosta bürünmüş. Biz burada parmak kaldırıp itiraz ediyoruz. Dostluk ayrıdır, dost ayrıdır diye.

Dostun klasik özelliklerinden bahsedip, hayatımızda yer işgal edenlerin doğru yerlerine konulması gerektiğinede kalben iman etmiş birisiyim.

Gerçek dost tarifini not alacaklara değil bizatihi yaşayacaklara hitaben dillendirelim.

Dostun varsa , zaman denen bir kavram senin için ortadan kalkar. Saatin yerin mekanın vb şeylerin arasında kalmazsın. Saatin kaç olduğu çok önemli olmaz, kapısınıda çalmaya, imdat frenini çekmeyede koşacak birisi vardır hayatında.Gerçek dost dediğin söylediklerinden öte hissettiklerini, yansıttıklarını, yaşadıklarını bir kitabı okur gibi altını çize çize okur insanı. Bakışlarındaki kederden, çektiğin çilende, sevinçlerinde, kederlerinde varlığını ipotek eden insandır.

Aynasıdır insanın, ona bakınca kendini görürsün, aynalara ihtiyacı olmaz insanın..En büyük aynasıdır insanın. İlgisi alakası sana olan bağlılığı, sebepsiz anlamsız bir vakitte arayıpta hal hatır etmesi bile hayatındaki özne olduğunu sana hissettirir.

Dost dediğin üzülmene kırılmana incinmene bakmadan doğru ne ise der adama.Çünkü her daim iyi olmanı ister senin. Hayat sigortan gibidir, hastalıkta sağlıkta kendini garantili hissedersin.

Affedicidir, merhametlidir, yüreği sıcak, hamuru yumuşaktır. Sen ne zaman ihtiyaç duydun o vardır bile, ihtiyaç bile duyurmaz kendisine. Zor zamanlarında herkesin toz olduğu yerlerde o tozu dumana katandır.

Kıskanmaz seni, var olman güçlü olman ona daha çok gurur verir. Bilir ki her daim varlıktan var olmaktan fayda vardır. Doğal olur dost dediğin, öyle yapmacık, yarım yamalak davranışları hareketleri olmaz. En önemlisi “net”tir.

Sevmesede sırf sen seviyorsun diye seninle beraber çok ortamlarda yer alır, yüzünü ekşitmez, limon tadı vermez.

Köküne bağlı ağaç misali sırrına sağlam olur, laf taşımaz, kusurlarını ele güne servis etmez dost dediğin.

Dost dediğin adamın arkasıdır. Anadoluda öyle derler,”Adamın arkası sağlam” diye..

Unutmadan hani şu kasaya yavaş yavaş tiplerden değildir, yada hesap öderken şark kurnazlığı yapan, ufak tefek hesaplar yapıp ucuz adam durumlarına düşmez, cüzdanımı unuttum, cebimde şu kadar para var gibi var iken yokluk cambazlığıda yapmaz. Varlığı ve yokluğu o kadar nettirki, acabası bile olmaz insanda.

Borcuna sağlamdır dost dediğin, herşeyi ezdirir ama lafını sözünü ezdirmez. Sözdür adamı tutan, bunu iyi bilir, buna göre yaşar. Duvardan düşen iyileşirde gönülden düşenin tedavisi yoktur onuda iyi bilir.

Para gibidir dostluk, kolay elde edersin ama onu koruması çok zor olur.. Emek ister, mücadele ister, alın teri ister. Keyif bozmak gerekir dostluk için, getirdikleri o denli değerlidir ki , emeği ve sabrıda o nispette zor olur. Bundan dolayı kolayı seven ve keyfinin ellerinde yaşayan insanlar sadece seyretmekte kalır. Ve sürekli “dostmu kaldı” diye kusuru birilerine atmayı marifet bilir, tembelliğini örtmeye , kendini bile kandırarak yaşamayı tercih eder.

Gerçek dostluğu yaşamak ise her zamanki gibi zahmetini bozanlara nasip olur.

Çok sevdiğim bir söz vardır ; Kardeş her zaman dost olmayabilir, lakin dost her zaman kardeştir…

Allah hepimize Bismillah ile başlanan, aleyküm selam tadı veren dostluklar nasip etsin..