Seçimlere dört gün kala hala kararsız seçmenin varlığı ciddi olarak göze çarpıyor. Anket firmalarına göre ilk defa kararsız seçmenler, AK Parti’de kümelenmiş durumda. Yani AK Parti seçmeninin bir kısmı hala kararsız.
Bu kararsızları oluşturanları yakın çevremizde görüyoruz; kimi sandığa gitmeyeceğini ifade ediyor, kimi AK Parti’ye bir ders verilmesi gerektiğini söylüyor, kimisi de küskünlüğünü belli etmek için başka yere oy verebileceğini ifade ediyor.
AK Parti bu kararsız seçmeni etkilemek için son hafta özelikle İstanbul’da yoğun bir kampanya yürütüyor. Doğu ve Güneydoğu’dan gelen o ilin kanaat önderleri ve tanınmış bürokratları kendi hemşerilerini dolaşarak oylarını AK Parti’ye vermelerini istiyorlar.
İstanbul 1. seçim bölgesinde Diyarbakır-Siirt-Mardin-Bingöl-Bitlis-Ağrı-Muş-Batman-Van-Şanlıurfa-Iğdır-Adıyaman-Şırnak ve Hakkâri kimlikli birinci nesil seçmen sayısı yaklaşık olarak 197 bin civarında.
Aynı şekilde İstanbul 2. bölgede bu illerin temsil ettiği seçmen sayısı 265 bin civarında.
İstanbul 3. bölgede de yukarıda saydığım illerin seçmen sayısı 399 bin civarında.
Kısacası İstanbul’un üç seçim bölgesinde 1. nesil Doğu ve Güneydoğu’dan gelen seçmen sayısı 861 bin civarında. Bunlara yeni genç kesimi ve diğer aile bireylerini de eklediğimizde bu rakamın en düşük bir buçuk milyona çıkma ihtimali çok fazla.
Sorun bütün bu rakamlar ortadayken aday dağılımı bu seçmenlere hitap edecek şekilde oluşturuldu mu derseniz, verilen cevap, “hayır”, bu nedenle de AK Parti ilk defa Milli Görüş’ten beri kendisini büyük şehirlerde ve Adıyaman-Urfa-Bingöl gibi yerlerde sürekli destekleyen seçmeni bu seçimde ikna etmekte zorlanıyor. Bunu kolaylaştırmak için gelen Kürt kanaat önderleri, tanınmış bürokratlar ve siyasiler İstanbul’da kendi hemşeri derneklerini dolaşıyorlarve AK Parti dönemindeki kazanımları ve bundan sonra yapılacakları anlatıyorlar.
Peki, büyük şehirlerde Kürt seçmenin ikna edilmesi AK Parti için neden önemli sorusunu sorduğumuzda ortaya çıkan cevap, oldukça hayati önem arz ediyor.
Öncelikle HDP’nin barajı aşması halinde AK Parti, seçim barajı nedeniyle sahip olduğu ekstra 35-40 milletvekiline sahip olamayacak. Bu durumda “Başkanlık Sistemini” de getiremeyecek.
Daha önce de bu köşede yazdığım gibi HDP’nin en güçlü olduğu ve 22 ilden oluşan bölgede yaklaşık 9 milyon seçmen var. Bu sayı, Türkiye’deki seçmen sayısının yaklaşık yüzde 16’sına denkt. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bu bölgeden yaklaşık 2 milyon150 bin oy aldı. Son dört seçime göre HDP geleneğinden gelen partiler Türkiye’de aldıkları oyların yaklaşık yüzde 60’ını bu 22 ilden almıştı.
Kürtlerin ekonomik ve siyasal sorunlar nedeniyle göç etmek zorunda kaldığı büyükşehirlerdeki oy,HDP’nin kaderini belirleyecek olan oydur desek sanırım yanılmış olmayız. Bu iller, İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Antalya, Mersin, Adana, Manisa, Kocaeli, Hatay, Aydın, Konya, Denizli, Balıkesir, Tekirdağ ve Muğla’dır. Bu 16 büyükşehirde Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60 oranına tekabül eden seçmen tabanı (yaklaşık 32 milyon) bulunuyor. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı adayı olarak 16 büyükşehirden 1 milyon 600 bin civarında oy almıştır. Bu sayı, tüm seçmen bazında yüzde 3’e denk geliyor. Bu oran HDP’nin barajı aşması için yeterli değil. HDP, barajı aşma adına, büyükşehirlerden tüm seçmenin en az yüzde 4’ünü, yani yaklaşık 2 milyon almayı hedeflemelidir. Büyükşehirlerde HDP’ye desteğin yüzde 4’ün altında kalması, barajı geçememe riskini arttırır.
Kısacası, AK Parti’nin büyükşehirlerde Kürt seçmenden alacağı oy HDP’nin barajı geçip geçemeyeceğini ortaya koyacak.