Gündem

Büyükada davasında ilk duruşma başladı

Abone Ol

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Ali Ghravi, Günal Kurşun, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser, İlknur Üstün, Nalan Erkem, Nejat Taştan, Özlem Dalkıran, Peter Frank Steudtner ile başka suçtan tutuklu Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticilerinden Taner Kılıç ve tutuksuz sanıklar Muhammet Şeyhmus Özbekli ve Nejat Taştan katıldı.

Tarafların avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmaya, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, HDP Milletvekili Garo Paylan, eski Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu, Almanya ve Fransa’nın Başkonsolosları ve Rakel Dink ile çok sayıda yabancı basın mensubu da izleyici olarak katıldı.

Duruşma, yoklama ve sanıkların kimlik tespiti ile başladı.

Bu arada, duruşma öncesi sanıklara destek amacıyla davayı izlemeye gelen bir grup, adliye önünde basın açıklaması yaptı.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticilerinden Taner Kılıç hakkında “silahlı terör örgütü FETÖ üyesi olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

“Tüm teknolojik aletlerinizi kapatacaksınız”

Sanıkların toplantıya yönelik WhatsApp mesajlaşmalarının da yer aldığı iddianamede, Büyükada’da buluşulması planlanan toplantıda, sanıklardan birinin bütün katılımcıları, “İlk ödeviniz, vapura binmeden önce tüm teknolojik aletlerinizi kapatacaksınız. Telefon, laptop, tablet, smart saat vs. Etrafı seyrederek, keyfini çıkararak seyahat ederek otele girinceye kadar açmayacaksınız. Okuyan ‘ok’ desin ki herkesin gördüğünde emin olalım.” sözleriyle uyardığı anlatılıyor.

Amaç, adalet yürüyüşünü kaosa çevirmek

İddianamede, söz konusu dokümanlardan ülkedeki mevcut siyasi ortamın, terör örgütlerinin başrol oynadığı, sivil toplum örgütleri görünümü altında organize edilen Gezi Parkı olayları benzeri ayaklanma olaylarına ne şekilde evrileceğinin tartışıldığı belirtilerek, “Bu amaçla faaliyetlerde bulunan sanıkların yakalanması sırasında, düzenleyicilerin verdiği ‘Adalet’ ismiyle gerçekleşmekte olan yürüyüşün, Gezi Parkı olayları benzeri şiddet içeren ve toplumda kaos oluşturacak olaylara dönüştürülmesinin amaçlandığı tespit edilmiştir.” ifadesine yer veriliyor.

Sanıkların çoğunun terör örgütleri ve mensuplarıyla olan irtibatları, faaliyet alanları itibarıyla sivil toplumu etki güçlerinin bulunmaları nedeniyle terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda yakın geçmişte Gezi Parkı eylemleri benzeri toplumsal kaosa dönüşecek hareketlenmeler yaratmak amacıyla toplantı düzenledikleri değerlendirilen iddianamede, ayrıca sanıklarla ilgili terör örgütleriyle bağlantıları ve olayın oluş şekline göre işledikleri yönünde şüphe bulunan “Terörizmin Finansmanı ve Casusluk” suçlarıyla ilgili ise başka bir soruşturma yürütüldüğü vurgulanıyor.

Sanıkların örgüt bağlantıları ortaya çıktı

Sanıkların, silahlı terör örgütleriyle (PKK/KCK, DHKP/C ve FETÖ) iltisakı ve irtibatına da yer verilen iddianamede, sanıkların sosyal medyadaki paylaşımları da aktarılıyor. Sanık İdil Eser’in, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörlüğü görevini yürüttüğü anlatılan iddianamede, üst ve oteldeki eşya aramalarında ele geçirilen materyallerde silahlı terör örgütü DHKP/C üyesi olmak suçundan tutuklu Semih Özakça ve Nuriye Gülmen ile ilgili belgelerin olduğu, Murat Dicle isimli bir şahsın AF örgütünde çalıştığı değerlendirilen Fırat Doğan isimli şahsa “Kendisinin Irak’ta uzun zamandır PKK üyesi gerilla doktoru olduğunu ve AF örgütüne üye olmak istediğini, bunun kendileri için sorun olup olmayacağını sorduğu” şeklinde yazışmaların bulunduğu ifade ediliyor.