CHP Genel Başkanı Ankara’dan yürümeye başlamış. “Niye yürüyor, nereye yürüyor” gibi soruların önemi yok onlar için. Bir ağacı bahane edip memleketi yakan, yollara barikat kurarak ülkenin sokaklarını işgal etmeye kalkışan şımarık adamlar bunlar. Tipik faşist belirtilerinin tamamını eksiksiz taşırlar. Kendilerinden olmayanı insan saymazlar, şımarıktırlar, kusursuzdurlar, yüzde yüz haklıdırlar, bizim bilmediğimiz çok özel bilgilere sahiptirler, bizden daha iyi düşünürler çünkü onlar elit öncüleridir ve onlar gibi konuşmak zorunda olduğumuz metinler dayatırlar. Gerçekten de Fransız düşünürü Roland Barthes’nin söylediği gibi: Faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir. (Le fascisme, ce n’est pas l’interdiction de dire, c’est l’obligation de dire…)
Ne murad ediyor bu tayfa?“Adalet” kavramını istismar edip bir aksiyon başlatmayı, başlayan aksiyonun dış etkilerle bir fenalığa evrilmesini ve fenalığın bir an gelip kaos başlatmasını murad ediyorlar. Çünkü pislik başlayınca yaşam alanı tanımlayacaklar.
Birlikte iyi sakladıkları HDP/PKK sokaklarda 52 suçsuz sivili sırf zevk için katlettiğinde neredeydi bunlar? Niye yürümediler?
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun Pensilvanya’daki hocası 15 Temmuz’da 249 kişiyi şehit edip 2 bin 500 kişi yaraladığında neredeydi bunlar? Niye yürümediler?
Tam şu günlerde niye yapıyor bunu Kılıçdaroğlu? Pensilvanya’ya gidip gelen, Fetullah Gülen için taziyedir, kutlamadır, tebriktir, duadır derken mesaj yazmaktan elleri şişmiş olan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nu niye bahane ettiler?
İşsizlik rakamları düşme eğilimde. İlk çeyrekte Türkiye’nin ekonomisi %5 büyüme gösterdi; ABD Doları 3.5 liranın altına düştü. İhracat artış gösteriyor. Kriz olması lazım, kötüye gitmemiz lazım ama gitmiyoruz. İşte birinci sebepleri bu bence…
İkinci sebep ise daha vahim. Bir işe yaramadıklarını biliyorlar ve bu işe yaramazlığın, hayırsızlığın altında eziliyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın eski ve bu dönem görev yapan milletvekilleri için düzenlenen iftar programına katıldığında yaptığı konuşmasında bir şey söyledi. Hatırlayalım: Milletvekilleriyle seçmenleri arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için dar veya daraltılmış seçim bölgesi alternatifleri başta olmak üzere demokrasimizi güçlendirecek tüm teklifleri tartışmalıyız.” İş yapalım diyor yani, çalışalım diyor. Bence bu CHP’nin işine gelmez. Erdoğan şunu söyledi: “Bu konu şu veya bu partinin meselesi değildir; milletin ve onun temsil makamı olan Meclis’in itibarını, kapasitesini ve verimini artırmak için çalışmalıyız.” Bence bu da CHP’nin işine gelemez. Çalışmazlar Türkiye için. İyi bir şeyler olsun; gelişelim, ilerleyelim, bir derdi daha çözüp yeni bir adım atalım istemezler.
Milletin kime oy vereceği karışık bir meseledir ve o konuda fal bakmaya kalkanlar hep yanılmışlardır. Fakat millet kime oy vermeyeceğini bilir. “Hadi işlerini yoluna koyalım” demek varken “Hadi sokağa çıkıp memleketi karıştıralım, terör örgütleri aramıza katılsın olaylar çıkartalım” diyen CHP, FETÖ’nün yapacağı askeri darbeden başka hiçbir şekilde iktidara gelemeyeceğini biliyor. Ben olsam ben de kaos isterdim. İşte tam da bu sebeple millet, ne Kılıçdaroğlu’na oy verir ne de onun lafıyla sokağa çıkar…