Diyarlardan bir diyar. Bir bülbül. Her sabah çıkıp ötüyor. Allah ses vermiş. Bütün diyar onun ötüşüyle başlıyor güne. Bitkiler bile onun sesine hayran; dağlar, gökyüzü, cümle mahlukat. Bir sabah karga geliyor. Bundan sonra Bülbül’ün ötmesi yasak diyor. Öten idam edilecek.
Bülbül kederleniyor. O ötmeden durur ama diyar ne yapacak? Onun ötüşü, o diyarın mahlukatı için ibadet gibi. Olmaz ki. Sesini esirgeyemez. Düşünüyor, bir karar veriyor. Bir yavru bülbül buluyor. Ben bunu eğiteyim diyor. Elbet bir gün bu yasak kalkar.
Yasak kalkınca yetişmiş bülbül olsun. Mağaralarda gizli gizli eğitiyor yavru bülbülü. Seneler geçiyor. Bülbül yaşlanıyor. Yavru Bülbül’ün eğitimi bitiyor. Tabiat alışmış sessizliğe. Ama ne sessizlik? Zulüm gibi, işkence gibi. Binlerce yılın ruhu alınmış ellerinden.
Bir gün bir başka karga geliyor, yasak kalktı diyor. Bizim bülbül hemen çıkıyor doruğa, ötecek. Ama o da ne? Sesi çıkmıyor. Yaşlanmış. Senelerdir ötmemiş de ses falan kalmamış. Aklına yavru bülbül geliyor. Hemen bulup getiriyor doruğa. Öt diyor. Öt ki yer gök inlesin. Öt ki bayram etsin tabiat. Cümle mahlûkat bu sese hasret. Seneler oldu ki ruhu elinden alınalı. Öt, bugün zaferdir. Yavru bülbül ötüyor… Ötüyor ama yavru bülbülden karga sesi çıkıyor.
Hz. Ömer diyordu: İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanırsın.
Dinsizin hakkından imansız gelmeyecek. Hakk, Batıl’a üstün çıkacak. Etliye sütlüye karışma diyenler, düşmanlarımız gibi yaşamaya başladı. Faizin girmediği ev kalmadı. Ses çıkarmamak, kabullenişin ilk adımıdır. Camiden çıkınca bankaya faize giden sakallı amcalarla, başörtülü feministlerin arasında kaldık. Kabullendik. Artık o kadar moderniz ki, her mevzuda modern zihinle düşünüyoruz. İslami hükümlerde bile aklımıza yatmayabiliyor! Şeklimiz Müslüman ama ne yaşantımız ne fikrimiz Müslümanca! Ses çıkarmadıkça kabullendik! Kapitalizm bizi kölesi etti örneğin. Bizim Müslümanlar’ın en iyi yaptığı şey camiden çıkarken Allah’ı içerde bırakmak! Herkes kredi çekip ev alıyor. Faiz, haramdır! Herkes mi unuttu yahu? E ne yapalım, evimiz olmasın mı? Olmasın! Rızkı veren Allah’tır. Helalinden iste, çalış, verecek olan O’dur. Allah korusun kaybetmen bir depreme bakar! Dünyayı Allah yönetir. Siz zannediyorsunuz ki dünyayı insanlar, devletler, paralar, evren yönetiyor. Ama insanlar insanların, devletlerin, paranın, lüksün, şatafatın karşısında yer almıyor; bunların uğruna Allah’ın karşısında yer alıyor! Ya da bunları kaybetmemek için susuyor, görmüyor, duymuyor.
İsmet Özel diyordu: Eğer ahlaksızlar senden korkmuyorsa sen de onlardan birisin demektir.
Tek derdimiz Allah’ın rızasını kazanmak. Sadece Allah’ın! Bu yüzden de Allah’ın kanunlarını hâkim kılmaya çalışmak. Hakk’ın yanında yer alıp, Batıl’ın karşısında durmak! Abdurrahim Karakoç’a rahmet olsun: Kör dünyanın göbeğine Hak Yol İslam yazacağız.