Son dönemlerde gençlerin sokaklardaki baygın hallerini görünce içim çok acıyor. Aldıkları uyuşturucunun etkisi ile perişan hallerini tüm Türkiye izliyor. Büyükşehirlerde veya Anadolu’da, kenar köşelerde artık her yerde bu manzara ile karşılaşabiliyoruz.
Bu gençlerin ailelerinin yaşadıkları acıyı düşünemiyorum bile. Uyuşturucunun bu kadar yayılmasının nedeni terör örgütlerinin uyuşturucudan elde ettikleri rant en başta geliyor tabii. Uyuşturucu denince aklıma İstanbul’da güvenlik ve yargı muhabirliği yaptığım dönemimde başarılı uyuşturucu operasyonlarının başında iken tanıdığım Emniyet Müdür Mutlu Çelik geldi.
O hâlâ uyuşturucu ile mücadele ediyor. Ancak, bu seferki mücadelesi polisiye değil, eğitim alanında yürütüyor. Emniyet müdürü olarak emekli olan Mutlu Çelik, Narkotik, Terör Suçları, Asayiş ve Çocuk Polisi, Liderlik, Psikolojik Harekât alanlarında uzman eğitimi almış bir isim.
Aradım Mutlu Çelik’i…
Ne oluyor gençlere? Nerede yanlış yapıyoruz? Sorularını yönelttim. O da konuştu ve dedi ki;
“Olay polisiyenin ötesindedir. Anne, baba ve çocukların bilinçsizliği ile alakalı bir durum var. Sadece Türkiye’nin sorunu da değil, dünyanın sorunu uyuşturucu. Türkiye üzerinden terör örgütü PKK’nın uyuşturucudan elde ettiği para bir milyar dolar. Dünya üzerindeki pasta çok büyük. Polisiye tedbirlerin yanı sıra STK’lar aracılığı ile eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri yapılmalıdır. Bu durum hiçbir partinin tek başına çözeceği sorun da değildir. Topyekûn mücadele etmek gereklidir.
Milyon dolar harcanarak yapılan diziler ve filmlerle gizli mesajlarla uyuşturucu özendiriliyor. RTÜK’te tanıdığım bir dostuma söyledim. Sigara görüntüleri nasıl denetleniyorsa, dizi ve filmlerde gizlice uyuşturucuyu özendirici mesajların da denetlenmesi gerektiğini. Ancak bu konuda kimsenin bir şey yaptığı yok. Davet edildiğim her yere yetişmeye çalışıyorum. Bu konferanslarda soruyorum katılımcılara, ‘uyuşturucu kullanan kişileri, gören, tanıyan, ailesinde bulunan var mı?’ Diye… Yüzde 90 ‘Evet’ diyor. Sentetik artık Anadolu’ya girmiş. Bu çok acı tablo.
Diyanet İşleri Başkanlığı da insanlar üzerinde etkili bölge çalışmaları yapabilir. STK’lar ile işbirliği yaparak başarılı çalışmalar yürütülebilir. Bu çalışmalarda psikolog ve imam dahil edilebilir. Daha fazla canımızın yanmasını beklememeliyiz.”
Mutlu Çelik bunları söyledi. Ben de bu önerilerin değerlendirilebileceğini düşünerek yazıya döktüm.
Uyuşturucu ile mücadele etmek demek, terör örgütleri ile mücadele etmek demektir. Tüm illegal işlerin içinde terör örgütleri vardır. Gençlerimiz hem zehirlenip, hem teröre destek olmalarını hep birlikte engelleyelim. Eğitimle, sosyal medya ile ve konferanslarla bilinçlenerek. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terör örgütünün dağa kaçırdığı çocukları kast ederek “Bir daha o çocukları dağa götürürlerse içişleri bakanlığı bana haram olsun” diyerek, bu mücadelenin kararlılığını ortaya koydu. Bu mücadelede Bakan Soylu’nun yanında olmak vatan borcudur.
Gençleri hep birlikte kazanalım. İslam ahlakı ile ahlaklansınlar. Spor yapıp uluslararası başarılara imza atsınlar. Okuyup bilim adamı olsunlar ve milletlerine hizmet etsinler. Meslek sahibi olup onurlu bir yaşam sürsünler. Ama uyuşturulup, sokaklarda perişan olmasınlar. Terör örgütlerinin değirmenine su taşımak için hayatlarını yok etmesinler.
Selam ve dua ile…