MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın adaylığı için, “Binali Bey aday olursa istifasına gerek yok, başımızın üstünde yeri vardır. Seçildikten sonra istifa edebilir” dedi.
Cumhur İttifakı başkanlık sistemi süresince devam edeceğini düşünüyorum. Bahçeli’nin bu açıklamasını bu açıdan da değerlendirmek gerek. Böylece Devlet Bey, Ak Parti’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım’a yeni bir jestle tam destek vermenin yanında ‘Başımızın üstünde yeri vardır’ söylemi ile de onore etmiştir. Bu söylemin altında Binali Yıldırım’ın MHP ile uyumlu çalışması ve zaten kendini sevdiren bir siyasetçi duruşu vardır.
AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı artık Binali Yıldırım’dan başkası değildir. Binali Yıldırım isminin sadece açıklanması kaldı. Açıklama da belli ki diğer adayların açıklaması gibi de olmayacak. İstanbul’da tertiplenecek bir törenle özel olarak Binali Yıldırım’ın adaylığı ilan edilecek.
Bu arada Binali Yıldırım’ın da İstanbul için çalışmalara başladığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz hafta zaten Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’dan İstanbul için bir brifing aldığını biliyoruz.
Aldığı brifing dosyası üzerine de Binali Beyin ekibi şimdi çalışma yürütüyor. AK Parti İstanbul teşkilatı ile de uyumlu çalışma ortamı hazırlanıyor. Zaten Binali Bey ekip çalışmasını önemseyen bir siyasetçi.
Tüm siyasi partiler için adayların neredeyse tamamı önümüzdeki hafta sonuna kadar açıklanması bekleniyor. Söz sırası ise milletin önüne çıkacak olan adaylarda olacak. Seçim sahtı ısınacak.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Binali Yıldırım için söylediği “Binali Bey aday olursa istifasına gerek yok” sözü üzerine birkaç şey yazmak istiyorum.
Siyaseten bazı avantajlar hukuk içinde kullanılabilir. Belki hem Meclis Başkanı hem de aday olunabilir. Ancak, ben böyle bir yaklaşımın ve bu avantajın kullanılmasının doğru olduğunu düşünmüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir iki gün önce “Kibir ve büyüklenme bataklığına düşen, gözü şahsi çıkarından başka hiçbir şey görmeyenin, AK Parti çatısı altında yeri yoktur” demedi mi?
Seçmen hem Meclis Başkanlığı koltuğunda oturan hem de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna aday olan Binali Yıldırım’ı etik bulur mu? Bu ayrıca haksız rekabet olmaz mı? Her dönem ezilenin yanında duran bu asil millet, bu yarışta AK Parti’yi ezen olarak görürse sandıkta karar değiştirmez mi?
Binali Yıldırım eğer Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmeden, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olursa ve ‘Seçilirsem istifa ederim’ derse, kaybeder. Bunu buradan net ve açık olarak kendi kanaatimce söylüyorum. Çünkü millet gözünde kaybetse bile Meclis Başkanlığı koltuğuna geri dönecek. Yani aslında hiçbir şekilde kaybetmeyecek. Yarışa asla kaybetmeyecek olan aday konumunda girecek. Gerisini siz düşünün…
Selam ve dua ile…