“Sevişirim evlenmem hamile kalırım doğurmam…”
Taksim’de cadde ortasında özgürlük çağdaşlık laiklik söylemleri eşliğinde, yürüyüş adı altında eşcinsel şovlar yapıyorlar. Küçücük kız çocuklarına ve yaşlı teyzelere “Sevişirim evlenmem hamile kalırım doğurmam” yazılı tişörtler giydiriyorlar. Vücutlarının kendilerinin olduğunu ve istedikleri sapıklıkları yapacaklarını yazan küfürlü pankartlar taşıyorlar. Kimlerden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Bunların, hal ve hareketlerini, başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde sınırlayacak namus gibi ahlak gibi değerleri yok; çünkü bir dinleri veya dinin yerini dolduracak herhangi bir inançları yok. Ülkemizin resmi ideolojisine dayalı kanunlar bunları korumak üzerine yapıldığı için kanunlarla da durdurulamıyorlar. Aralarından önemli yerlere gelmiş, hatta ‘amiral gemisi’ unvanı almış gazetelerinde yazarlık yapacak kadar önemsedikleri bazı isimler köşelerinde “14 yaşındaki kızım bana erkek arkadaşıyla beraber olmak istediğini söyledi zührevi hastalık kapmaması için şunu şunu tavsiye ettim” diye yazabiliyorlar, dahası evde oğluyla uygunsuz vaziyette yakaladığı 14 yaşındaki bir kız çocuğu için “Oğlum aynı babası, ağzının tadını biliyor, kız bir içim suydu” yazacak kadar da aşağılıklaşabiliyorlar. Bu kadarla bitiyor mu, hayır. Bunlar, bu haysiyetsiz yaşam tarzlarının ahlaksızlıklarıyla da kendilerinden olmayanları suçluyorlar; mesela kendilerinden bir erkek kendilerinden bir bayana gece yarısı sokakta tecavüz ettiğinde o erkeğin dindar biri olduğu iftirasını atıveriyorlar. M. Kemal ilkeleri doğrultusunda eğitim almış, alnı secde görmemiş tam bir M. Kemal çocuğu gibi yaşayan bir sapık bir çocuğa istismarda bulunsun, herkesten önce bunlar feryat ediyorlar ve dindar insanlara iftiralar atmaya başlıyorlar. Biliyorlar ki suçlarını böyle bastırmazlarsa ne mal oldukları açığa çıkacak. Gerçi ne mal olduklarını herkes çok iyi biliyor ama yine de bunun yüzlerine vurulmasını istemiyorlar. Eskiden seleciler vardı ya evdeki eskileri verir karşılığında da eskilerin değerine göre sele leğen falan alırdık, bunların hepsini sadece bir faraş karşılığında seve seve veririm de öyle enayi seleci nerede. Bunlarla ilgili asıl sorun ise şu. Bunlar geçmişte hep kendi yaptıkları ahlaksızlıkları, aynı suçlarla başkalarını itham ederek örtbas etmişler; mesela Batı’ya hizmet etmişler ama vatanı için ölenlere “Batı yanlısı” demişler. Ülkücüleri öldürmüşler, “Ülkücüler cinayet işliyor” demişler. Kürtler’i dışlamışlar, “Kürtler bölücü” demişler. “Devletin malı deniz yemeyen domuz” sloganıyla çalmışlar çırpmışlar, dürüst insanlara hırsız demişler. Teröre destek vermişler, rakiplerine hatta yaşadıkları ülkeye terörü destekliyor iftirası atmışlar. Bu güne kadar bu şekilde hem yavuz hırsızın ev sahibini bastırdığı gibi suçlarını örtbas etmişler hem de düşman gördükleri kesimleri itibarsızlaştırmışlar. Şimdi durum daha da vahim, inançlarında çocuğa tacize ölüm cezası olan Müslümanlar’ı çocuk taciziyle suçlayacak kadar ileri gidiyorlar. Tıynetlerini ele alarak değerlendirirsek bunların bu iftiralarının altından da bir Pizza Gate skandalı çıkabilir, devlet bu konuyu hafife almamalı ve derhal araştırmaya başlamalıdır.
Selam ve dua ile…