Düşünün ki bir evladınız olmuş, onun dünyaya gelmesiyle dünyalar sizin olmuş. Yemeyip yedirmiş, giymeyip giydirmiş; iki cihan saadetinize vesile olacak hayırlı bir evlat olması için maddi ve manevi doyuma ulaşması yolunda her fedakârlığı yapmışsınız.
Büyütmüş, okutmuş, meslek sahibi etmiş; sonra da evlendirmişsiniz. Size dünyalar güzeli bir torun hediye ederek monotonlaşan hayatınıza renk katmış, yorulan zihninizi dinçleştirmiş, umutlarınızı tazelemiş.
Ancak öyle bir gün gelmiş ki Siyonistler’in maşası, ABD’nin köpeği, Batı’nın uşağı, Haçlıların yavşağı, kanı beş para etmez bir örgüt tarafından şehit edilmiş bu evladınız.
Normalde ne beklersiniz? Gözünüzün nuru, gönlünüzün süruru bu evladınız elinizden alındığı için isyan edersiniz, dövünürsünüz. Dünyanız başınıza yıkılır, hayat küsersiniz, “Neden ben, neden biz?” dersiniz. (Nitekim geçmişte asker üniformasıyla kardeşinin cenazesinde siyaset yapan, devletine ve devlet yöneticilerine saldırmak için cenaze ortamını şov yerine çevirenleri, FETÖ’nün borazanlığını yapanları da gördük.)
Ancak şehit polis memurumuz Ahmet Alp Taşdemir’in babası ne yaptı? Hepimize insanlık dersi verdi, Müslüman duruşunun nasıl olacağını gösterdi; metanetin, sabrın ne demek olduğunu cümlemize canlı olarak öğretti.
İzmir’in Selçuk ilçesinde İsabey Camii’nde imamlık yapan baba İbrahim Taşdemir, “Bu ezan ve bayrak, necip milletin omzunda yücelmeye devam edecek. Benim oğlum peygamberlerin yanında olan şehadet makamına ulaştı. Doğduğunda Rabbim bizi şereflendirmişti, şehit olarak ölümüyle de yine şereflendirdi. Bunun için ben Rabbimin hükmüne boyun eğdim. Hiç şikâyetim yok. Rabbimizden gelen başım gözüm üstüne. Bizim ümmetimiz, milletimiz, vatanımız sağ olsun. Allah bu millete zeval vermesin. Siyonistlerle, kâfirlerle, haçlılarla cihat ederken benim oğlum şehit oldu; bundan şeref duyuyorum. Elhamdülillah Rabbim bize böyle bir makamı lütfetti. Şeref duyuyorum.” dedi.
Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber!..
Sen ne güzel bir babasın, sen ne güzel bir Müslümansın, sen ne güzel bir Müslümanca duruş sahibisin!.. Şu bilince bakın, şu imana bakın, şu sabra bakın, şu metanete bakın!..
Rabbim; bu imanın, bilincin, sabrın, metanetin birazından bize de lütfetsin!..
Bu babanın eli değil, ayağı öpülür.
Medyaya düşen o video tüm okullarda, tüm sınıflar düzeyinde hatta tüm ülkede ders diye gösterilmeli!..
Çocuklara, gençlere vatan, millet, bayrak sevgisi mi aşılamak istiyorsunuz? Bu videoyu izletin!..
İnsanlara imanı, teslimiyeti, sabrı, metaneti mi anlatmak istiyorsunuz? Bu videoyu izletin!..
Yine şehit polisimizin hanımı, hayat arkadaşı, can yoldaşı olan Yeşim Taşdemir, şehidimiz Diyarbakır’da düzenlenen törenle memleketine uğurlanırken ağlayan kızı Esma’ya, “Ağlama kızım bugün babanın düğünü; bugün babanın en şerefli, en onurlu günü ağlama kızım!..” diyerek teselli veriyor.
Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber!..
Bu sabrın, metanetin, bilincin, duruşun sahibi gencecik bir kadın, taze bir anne!.. Siz ailecek ne güzel insanlarsınız, ne güzel Müslümanlarsınız?
Böyle bir babaya böyle şehit bir evlat, böyle bir kadına böyle şehit bir koca yakışırdı!..
Rabbim, Ahmet Alp Taşdemir kardeşimizin şehadetini kabul buyursun, Peygamberimize (sav) komşu eylesin!.. Mekânı cennet olsun ve sizleri cennetinde buluştursun!..
Birer Fatiha okuyuverin lütfen!..