Brexit ok de Trexit ne olacak?

Abone Ol

Yine yaptık yapacağımızı. Salladık Britanya’yı.

Damat Ferit hükümetlerinde Maarif ve Dahiliye Nazırlığı da yapmış gazeteci Ali Kemal ‘in özbeöz torunu Boris Johnson’ın “Türkiye AB’ye girer ve 77 milyon İngiltere’ye akın eder” gibi uçuk bir manipülasyonunu kullanan LEAVE yanlıları halkı korkutmayı başardı ve referandumda Britanya, EU’dan ayrılma kararı aldı.

Türkiye korkusu elbette tek sebep değil. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk günlerinden sonra egemenliklerini kısmen de olsa AB organlarına devretmeyi bir türlü içlerine sindirememişti İngilizler.

Mülteci akınına uğrayacakları endişesi ve ekonomik krize giren üye ülkeleri fonlama zorunluluğu da bu kararda önemli rol oynadı.

Ali Kemal’in İngilizleşmiş torunu Johnson’ın savlarına karşı Başbakan Cameron, “Bin yıl sürer”  diyen bir 28 Şubatçı general edasıyla “Bu hızla giderlerse AB’ye üye olmaları 3000 yılını bulur” demişti… Referandum sonuçları açıklanır açıklanmaz  “İngiliz mağlubu istifa eder” geleneğini bozmayarak istifasını açıklayan Başbakan David Cameron, tatillerde Didim’de 28 Şubatçılarla tavla turnuvalarına katılır artık.

Çankırılı Ali Kemal’in torunu Boris’e de başbakanlık yolu açılır.

***

Fransız iktisatçı Jean Monnet’in ortaya attığı Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu fikri,  ikinci savaştan yeni çıkmış Avrupa’nın cevabını aradığı şu soruya bir çözüm olarak düşünülmüştü: Almanya yeniden dirilir ve kısa sürede bir süper güç olarak karşımıza çıkarsa ne yaparız?

Monnet, Roma İmparatorluğu’ndan bu yana sürekli birbiriyle savaşan Avrupa toplumlarının ekonomi alanında oluşturacakları işbirliğinin sonuçta siyasi birliğe dönüşeceğini hesap ediyordu. Monnet ABD tarzı bir siyasal yapılanma öneriyor ve Avrupa Birleşik Devletleri hedefini ortaya koyuyordu.

İktisatçı Jean Monnet’in fikrini Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman hayata geçirdi. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) kuruldu.

Bilahare kurulan EURATOM ve AET ile birlikte Avrupa Toplulukları, Gümrük Birliği süreçleri derken AB’ye ulaşıldı.

Bugünden dönüp baktığımızda Monnet’in rüyasının kısmen gerçekleştiğini görüyoruz. Kısmen, zira ekonomik birliktelik bir şekilde yürümesine, yeni üyeler katılıyor olmasına rağmen AB, siyasi alanda hedeflenen Avrupa Birleşik Devletleri yapılanmasına ulaşamadan mevta olacağa benziyor. Mevta olacak çünkü bırakın Birleşik Devlet olarak dünya siyasetinde söz sahibi olmayı, özellikle Ortadoğu’da bir figüran bile olamadılar.

Fransa ve Hollanda’da şimdiden ayrılık dillendirilmeye başlandı bile.

***

Avrupalılar’ı en az Brexit kadar  “TrinorTrexit?”  sorusunun cevabı endişelendiriyor. Girmemizi de büyük bir dert olarak görüyorlar, girmememizi de.

Reis’in “Biz de referanduma gideriz” çıkışı sonrası “Başlarım 50 küsur yıldır beklettiğiniz kapının menteşesine” der de mültecileri yeniden üzerimize salarsa korkusu Avrupalılar’ı deli etmeye yetiyor.

Bence mültecileri gayriinsani şartlarda değil de daha güvenli bir şekilde göndermek üzere sağlam bot ve can yelekleri siparişi vermenin zamanı gelmiş görünüyor…